28 Eylül 2014 Pazar

Post-Yapısalcılık

Post-Yapısalcılık
Post-yapısalcılık; en geniş tanımı ile insan olma, dünya ve anlamları oluşturma ve bunları yeniden üretme süreçleri arasındaki ilişkileri irdeleyen bir yaklaşım olarak tanımlanabilir.
Bu yaklaşımı iki temel kolda değerlendirmek mümkündür.
1) Birincisinde post-yapısalcılık dil ve literatür bağlamında ele alınırken,
2) ikincisinde felsefe ve sosyal bilimler bağlamında ele alınır.

Post-yapısalcılık, insan kültürünün yapılar aracılığı ile anlaşılabileceğini savunan ve bu görüşlerini özellikle dil üzerinde modelleyen yapısalcılıktan büyük oranda etkilenen ama ondan farklılaşan bir düşünce akımıdır. Bu düşünce hareketi; post-modernizm, anti-humanizm, aydınlanmanın reddi ve varoluşçu fenomenolojiden de büyük oranda etkilenmiştir.
Basit bir ifadeyle post-yapısalcılık, ‘dil’ ve dile benzer şekilde toplumun anlamlı yapılar veya sistemler olarak analiz edilebileceklerini varsayan yapısalcılığın yeniden yorumlanışı olarak tanımlanabilir.
Post-yapısalcılık açık bir gerçekliğin olduğunu kabul eder ve eğer doğru metotlar kullanılırsa bu gerçekliğin bilgisine ulaşılabilir olduğuna inanır.
Post-yapısalcıların yapısalcılığa olan eleştirileri ise iki ana tema üzerinde toplanmaktadır:
1) Yapıların kendi kendilerine yetmesi ve
2) bu yapıların ikili zıtlıklardan oluşması.

Post-yapısalcılığın temel önermeleri
1) Tarih ve kültürün yapıları koşullandırdığından “yapıların”, yanlış yorumlara ve önyargılara maruz kaldığını ileri sürer.
2) Dolayısıyla bir nesneyi anlamak için hem nesnenin kendisini hem de bu nesneyi üreten bilgi sistemleri bir arada incelenmelidir. Bu bağlamda Postyapısalcılık, bilginin nasıl üretildiğini temel araştırma sorunsalı olarak kabul eder.
3) Post-yapısalcılık, yapısalcılığın aksine tarihseldir; kültürel kavramların zaman içinde nasıl değiştiğine odaklanarak aynı kavramlardan şimdi ne anlaşıldığını bulmaya çalışır.
4) Post yapısalcılar “benliğin” ayrı, tekil ve tutarlı bir varlık olduğu görüşüne katılmazlar. Post-yapısalcılar benliğin söylemlerle inşa edildiği görüşünü sıklıkla paylaşırlar.
5) Bir metin yazarının amacı, okuyucu için ikincildir. Anlam, yani gösterilen, birey tarafından; yani gösteren tarafından inşa edilir.
6) Post-yapısalcı metin analizlerinde okuyucu, yazarın yerini alır.

7) Post-yapısalcılar, hiyerarşi içinde “baskın olanın temel niteliği” kavramını reddederler. Daha ziyade amaçları, bu ilişkileri analiz ederken baskın olan ile itaat eden arasındaki bağımlılığı açığa çıkarmaktır.

---
Çağdaş Sosyoloji Kuramları
Editör: Prof.Dr. Aylin Görgün Baran & Prof. Dr. Serap Suğur
Anadolu Üniversitesi, 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder