13 Eylül 2014 Cumartesi

Attila İlhan - Dersaadet'te Sabah Ezanları

Attila İlhan - Dersaadet'te Sabah Ezanları


Roman 1909 yılı ile 1920 yılları arasındaki dönemi inceler.
Abdi Bey (seksüel sapkınlıkları dikkat çekici) tiplemesi üzerinden İttihatçı kadroların ülke meselelerinin ne kadar uzağında oldukları anlatılır.
Abdi’nin eşi Neveser ve ailesi etrafında Osmanlı-Alman ilişkileri anlatılır. Osmanlı’nın Almanya ile olan ticari ilişkileri, İngiliz ve Fransızların Osmanlı’ya düşmanlık beslemesine sebeptir.
Neveser’in kardeşi Ahmet Ziya üzerinden o yıllarda yaşanan münferit işçi hareketlerine atıf yapılır.
Neveser’in gönlünü kaptırdığı Münif Sabri üzerinden Milli Mücadele hakkında bilgi verilir.

Notlar
1919
İZMİR, NİHAYET YUNAN OLDU
İzmir Metropoliti Hrisostomos, Yunan sancağını öperek, Efzun birliklerini takdis ederken, gözyaşlarını tutamadı.

Atina gazeteleri, işgalin, İzmirli Rum halkın coşkun tezahüratı altında yapıldığını yazmaktadır. (s. 11)

'Sabık' Edirne Meb'usu Halıcızade Bacaksız' Abdi bey, günün birinde gizlenmek zorunda kalabileceğini, hiç aklına getirmemişti. (s. 13)

Kardaş, Cemiyet'imize dahil olmak arzusunu izhar etmişsin, bir arkadaşımız seni tezkiye etmiştir, biz de kabul eyledik, lâkin usuldendir, bir kere daha soracağız: ısrarınız bâki midir? (s. 25)

Bre Abdi Bey, dinin aşkına bu yemini ciddiye al, komitacılık başka şeye benzemez, şakaya tahammülü yoktur, bilesin! (s. 26)

“...işe Marquis de Sade'la başladıysa" diye düşündü, "...libertinage sahasında Raşel'in istikbâli, ohooo, tahayyülün çok fevkinde olacaktır.” (s. 32)

DERSAADETTE TEVKİF AT DEVAM EDİYOR
…ilk Yunan Kuvvetleri'nin, Rum ekseriyeti bulunan civardaki Hamidiye köyünden çıkıverdikleri, görüldü. Manisa Rumları, başlarında Efes Metropoliti, ellerinde Yunan bayrakları ve çiçeklerle, Yunan müfrezelerini karşıladılar. (…)Sabah saat on buçukta, Manisa tamamıyla Yunan Kuvvetlerinin eline geçmiş bulunuyordu... (s. 36)

…harb bitti, büyük hanedanlar da bitti: Habsburg'lar, Hohenzolern'ler, Romanof'lar nerede? Hepsi göçtüler. Osmanlılar da ayakta kalamaz, gidişat odur. (s. 43)

SULTANAHMET MİTİNGİNE YÜZBİN KİŞİ İŞTİRAK ETTİ
İzmir'in işgalini müteakip, şehrimizin hemen her semtinde yapılan protesto mitinglerinin en muazzamı dün Sultanahmet Meydanı'nda, iki tarihî abidenin arasında yapılmıştır.
Kürsüye evvelâ Şair Mehmet Emin Bey gelmiş
Mitingin en heyecanlı hitabesini Muallime Halide Edip Hanım yapmıştır. (s. 60)

Kardeşi Ahmet Ziya, artık umudunu kestiği bir sırada, Berin'den çıkagelmeseydi, o Mayıs Neveser'in yüzü hiç gülmemiş olacaktı (s. 61)

…kocası Abdi Bey, 'tevkif olunmak' korkusuyla, Mizrahi'lerin yalısına kapandı

Babasının mektubu İşgalin dehşetini tasvire takatim kifayet etmez, Kordonboyu’nda yüzlerce Türk katledildi, mücavir kasabalardan katliam haberleri geliyor. (s. 64)

İNGİLİZ SERMAYESİ, MEMALİK-İ MAHRUSA’DAKİ ALMAN VE AVUSTURYA SERMAYESİNİN YERİNE Mİ GEÇECEK?

Ortaşark'ta Alman ve Avusturya sermayesinin tasfiyesi, İngiltere'nin bu havalideki yüksek menfaatlarının teminat alınması maksadına matuf The Levant Limited Company tesis edilmiş bulunmaktadır.

Yunan yayılması, Aydın doğrultusunda gelişmekteymiş; üzücü olan, çevredeki 'kuvayı milliye'yi, 'idarî makamların' engellemesi…
Ramazan boyunca Kadifekale'den iftar topunu, Yunan İşgal Komutanlığı attıracakmış! (s. 96-97)

İngilizler, Bekirağa Bölüğü'nü basıp, İttihatçıların kısm-ı küllisini Malta'ya sürmüş. (s. 110)

TÜRK MİLLETİNİN DE YAŞAMAYA HAKKI VARDIR
l'Humanite gazetesi, Anadolu'da bir Türk/Rum Federasyonu kurulmasını teklif ediyor.

1909
«... Masonların, özellikle İtalyan Masonlarının bizi mânen destekledikleri bir gerçektir. İki İtalyan locasının, 'Macedonia Risorta' ve 'Labor et Lux', büyük yardımları dokundu, bize içtima imkânı temin ettiler. Localarda mason olarak içtima ettik; zaten aramızda hayli Mason vardı, ama hakikatte teşkilatlanmak için toplanıyorduk. Teşrik-i mesai edeceğimiz arkadaşlarımızın ekseriyetini de bu localardan seçtik, zira namzetler hakkındaki tahkikatlarında çok titiz davranıyorlardı, eleme muamelesini hemen hemen kamilen üstlerine almışlardı. İstanbul'un Selânik'te yürütülmekte olan gizli faaliyetlerden hiçbir malûmatı yoktu, hafiyelerin localara girme gayretleri beyhude kalıyordu.”
Manyasizade Refik Bey
(Paris'te yayınlanan Le Temps gazetesine demeci, 20.8.1908)

...Mustafa Kemal 'Vedeta' Locası'na alınmıştı. (s. 119)
Dünya evine gireli, 'bâhusus' meb'us olalı, Abdi bey 'vâkıa' uslu edepli davranmaya özel bir dikkat gösteriyor…

Abdi Bey soydan halıcı, aile babadan oğula halıcılıkla 'iştigâl ediyor'.
…Fransa'ya, İngiltere'ye 'mal' satıyorlar. (s. 124)

Bugüne bugün, Selânik Meb'usudur, Rumeli'deki 'amele hareketlerinin tahkikiyle' görevli…

Divanlara uzandılar, Abdi bey'in solunda Gülistan Satvet, sağında Armande, onun sağında Madam Nhung. Mösyö Saint-Denis'nin yeri ayrı, daha yüksekçe, karşılarına düşüyor. (s. 130)

Halıcızade 'Köse' İsmail bey, 'müddet-i ömründe harama uçkur çözmemiş, mazbut, dini bütün bir adamdı', yüreğinin törpüsü, oğlunun bücürlüğüdür sanırken, ortaya 'sefihliğinin' atılması, aklını başından aldı. Hele, 'bitişikteki et fukarası' o Yahudi kızıyla 'aşna fişnesini', hiç bağışlayamıyor.

Öyle 'tumturaklı' bir rezillik 'keşfediyor' ki, 'oğlanı' palaspandıras 'Avropa'ya göndermesin de, ne yapsın? (s. 151)

'Köse' İsmail Bey, yıllardır dünyanın parasını sarf eden oğlunun, 'Ulum-u Siyasiye Mektebinde' hepi topu dört sömestre okuduğunu, sonra 'devamsızlıktan ihraç edildiğini' saptamış! (s. 170)

«...ihtilâl, Paris ya da Londra'lı Jöntürkler tarafından değil, ordu tarafından ve de 'Alman subaylar' olarak bilinen, Almanya'da eğitim görmüş Türk askerleri tarafından yapılmıştır. Bütünüyle askeri bir ihtilâldir. Her şeyi denetimleri altına almış subaylar, kesinlikle Alman dostudurlar...»
Kaiser II. Wilhelm
14 Ağustos 1908 (s. 173)

Rosa'nın saplantısı, cinsel çeşitleme!
Ne şu, ne bu, Rosa Mizrahi'nin yatak söyleşilerinde asıl çekiştirmekten hoşlandığı, kocası Leon Mizrahi ile Abdi bey'in karısı Neveser.

Gerçek şu ki Neveser kocasının iç yaşantısına elle tutulabilir bir şey katmamıştı. Cinsel yaklaşımının onu ürküttüğünü görür görmez Abdi Bey karısını gönül defterinden sildi. (s. 236)

31 Mart 'irticainin', Dersaadet'i toza dumana boğduğu günlerdi. Canlarını Güçbelâ Odesa'ya atmış Cavit ve Hüseyin Cahit beyler, Peşte üzerinden
Viyana treniyle Seiânik'e geldi. Abdi bey onları, (hiç olmazsa gazetesinde yazı yayınladığı Hüseyin Cahit bey'i), yalıda misafir etmeyi düşünüyor…

1919/1920
DERSAADET AMELESİ, İLK BÜYÜK MİTİNGİNİ YAPTI

Mitinge sebebiyet veren hadisat, bir müddet evvel, Tersane Fabrikasındaki 1.300 amelenin tâtil-i eşgal etmesiyle husule gelmiş bulunmaktadır.

Siz, Osmanlı'nın zavallı amelesi, şimdiye kadar kimsesiz kaldınız, sizi koruyacak kimse çıkmadı. Hâlbuki memleketleri biz inşa ederiz, bizim hukukumuzu gasp ederler.

Neveser yazın nasıl geçtiğini anlamadı.
Neveser'i zamanın dışına çıkaran, Münif Sabri’den başka kim olabilirdi?

Münif Sabri, Neveser'i, Perapalas'a götürdü.
Perapalas'taki 'aşk gecesi', Neveser'in 'hakikatlar gecesi' oldu.

Neveser, genç kızlığından beri ezanla uyanmadığını düşünüp ürperiyor.
Dersaadette sabah ezanları!

(Rosa Mizrahi) …söyle Abdi, hangimiz daha orospuyuz…

(Neveser) …korkuyorum Münif, dedi, çok korkuyorum! Rica ederim, kendine mukayyet ol! Memleketi nazarı itibara aldığın kadar, beni de al!

MUHARRİR MÜNİF SABRİ HUNHARCA KATLEDİLDİ

Bilgi Yayınevi
Ankara


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder