Thomas Bernhard – Düzelti
Bir gövdenin sağlam olabilmesi için, tek bir düzlemde
durmayan, en az üç dayanak noktası olması gerekir, diye yazmış Roithamer
Başlangıçta hafif olan, ama sürünceme ve bozulmayla birden
ağır bir zatürreeye dönüşen, tüm gövdemi ıstıraba sokan ve beni üç aydan az
olmamak üzere kendi memleketimdeki iç hastalıklar denen alanda ünlenmiş olan
Wels hastanesine bağlayan hastalıktan sonra (…) Höllerlerin çatı odası diye
anılan yere gitmiştim, Roithamer’in intiharından sonra,
Höller evindeki hava (…)Roithamer’in intiharının etkisindydi
Aklıma sadece Roithamer’in geride bıraktıklarıyla uğraşmak
dışında, aynı zamanda bu uğraş hakkında yazmak da geldi, (s. 7)
Benimle birlikte İngiltere’de on altı yıl geçiren Roithamer
orada son yıllarda neredeyse hiç ara vermeden kalmıştı. (s. 8)
(Höllerlerin çatı katı) Burada Hegel’i keşfettim deyip
durmuştu hep,
İmkânsız olan (düşünmek) artık imkânsız olmuyordu. (s. 9)
Doğada oluşan günlük hareket ve bu günlük harekete bağlı
olan insanlar (…)
Orada her şey, kapatılan ve içi boşaltılan vahşi hayvanlar…
Bir seferinde bize tüm gece boyunca durum sözcüğünü
açıkladığını anımsıyorum, koşul sözcüğünü ve tutarlı sözcüğünü. (s. 13)
Kapsamlı bir yazı ile koninin inşasını açıklamak ve
özellikle de haklılığını ortaya koymak istemişti. (s. 14)
Bu odadaki her şey düşünceyle ilişkiliydi.
Sadece kız kardeşinin cenazesinde siyah giysi içinde
görünmüş.
Tadına vara vara susmuş.
Bu devletin vicdanı Roithamer gibi birçok insana karşı
suçlu,
Sahtekârlıktan başka bir şeyi kalmamış olan yörelerin bir
zamanlar Avrupa’nın merkezi olması Roithamer’e göre akli olarak ve kültür
tarihi açısından üretim fazlasıdır. (s. 21)
Burada zihinsel gücün bütün belirtileri hemen zihinsel
güçsüzlüğe dönüşür,
Avusturya insanı daha doğduğu anda başarısız bir insan
olmuştur,
Eğer çekip gitmezse, diye yazmış Roithamer, bu ülke
mahvolacak, hain bir insan değilse de (…) hain bir insana dönüşecek,
Düşünmenin ilk anlarından itibaren bu ülkeden ve bu
devletten kendini kurtarması gerekir, (s. 22)
Her türlü düşünceden nefret ediyordu, düşünceyle ilgili her
şeyden,
O görünüşte onu hiç de ilgilendirmeyen, hiç ilgilendirmemesi
gereken her şey hakkında olağanüstü bilgiye sahipti, (s. 39)
Benim asıl bilimim doğabilimi demişti bir seferinde,
Bilim adamı olan kişi, sürekli sorgulamak zorundadır o anda
düşündüklerini, her şeyin nasıl olması gerektiğini, çünkü aynı anda her şeyi
düşünmeden düşünce olmaz dedi.
…bütünüyle politikleşmiş bir dünya ve bu dünyayı hareket
ettiren bütünüyle politikleşmiş bir toplumla işimiz. (s. 41)
Müzik dinlemek onun için müzik çalışmakla ayı anlamı
taşıyordu.
Başkaları müzik dinlerken ve eğer müzik dinlerken
hissediyorlarsa, Roithamer için müzik dinlemek ve hissetmek ve düşünmek ve
kendi doğabilimine çalışmak olanaklıydı. (s. 43)
Birbirimizin evindeki her şeyi sevdik (…) kendi evimizdeki
her şeyden nefret ettik.
Kendi evimizde sürekli hesaba katmamız gereken
anlayışsızlık, birbirimizin evine gittiğimizde, bizi her alanda destekleyen bir
anlayışa dönüşüyordu. (s. 55/56)
Kız kardeşinin cenazesinden hemen sonra İngiltere’ye geri
dönmek istiyordu.
…kendimi hemen işime vererek bu büyük felaketten
kurtulacağım, bu cümleyi aynen söylemişti, (s. 63)
Roithamer’in yaşamı, bütün varoluşu koninin gerçekleştirilmesi dışında bir şeyi amaçlamamıştı, her insanın sonunda kendisini öldüren bir fikri vardır, (s. 81)
İnşaatçılar tarafından inşa edilen her bina bir suçtur!
Birlikte yürürken bizimle ilgili en belirgin şey
suskunluğumuzdu, (s. 89)
Varoluşu koninin tamamlanmasıyla sona ermişti, Roithamer
bunu hissetmişti ve bu yüzden yaşamına son vermişti, (s. 94)
Her şeye haddinden fazla acele ediliyor,
Roithamer ve benim gibi varlıklar (…) ne olursa olsun uyuma
yeteneğine sahip dğildirler. (s. 110)
Günün birinde herhangi bir anda, ki kesin olan andır bu,
herkes bir şekilde çıkış yolu bulamamaya mahkûmdur, insan yapısı böyledir.
Her zaman sahip olduğumuzdan daha fazlasını isteriz, bize
uygun olandan fazlasını ve bu yüzden de mutsuzuz. (s. 111)
…başkalarının durumlarıyla ilgilenen düşünceler insanın
kendi düşüncelerini hafifletir. (s.
117)
…özellikle nasıl ilerleyebilirim, ne gibi bir ilişki ve
durumda değil, diye yazmış Roithamer.
…bu durumlardan çevremin asla haberi bile olmadı. (s. 129)
Biz tüm varlığımızla konuştuğumuzda hep huzursuzluktan kaynaklananlarla
konuşuruz, diğerinden değil, diye yazmış Roithamer. (s. 131)
…salıverilmiş tutuklulara yardım etmek dışında daha önemli
bir şey olamaz,
Benim eğer bir görevim varsa, o da salıverilen tutuklulara
yardım etmek, şu suçlular denilenlere ki onlar toplumun hastaları gerçekte,
diye yazmış Roithamer, onları hastalığa sürükleyen toplum. (s. 135)
Biz yalnızca fikirlerden oluşuruz, içimizde ortaya çıkarlar
ve biz onları gerçekleştirmek isteriz, gerçekleştirmek sorundayızdır, yoksa
ölürüz, diye yazmış Roithamer.
Fikirsizlik ölümdür.
(s. 136)
Doğadaki bir yaşama dayanamadık
Sırf hayatta kalmak uğruna doğanın dışına çıktık, kitabi
bilgiye daldık, kitabi bilgiyle uzun yaşıyoruz ve daha kaygısızca. (s. 142)
Roithamer vasiyetnamesinde koniye, şimdi kız kardeşinin
ölümünden ve kendi ölümünden sonra kimsenin girme izninin olmadığını ve onun
bütünüyle doğaya teslim edileceği kararını koymuş. (s. 148)
Meseleye yaklaşmak, yaklaştığımız meseleyi enine boyuna
düşünmeyi gittikçe olanaksız hale getirir.
Meselenin içinde kaybolur ve artık onu düşünemez oluruz, (s.
151)
Babam yalnız mirasçıları olsun istemiş, çocukları değil, (s.
154)
Her şey başka türlü olabilirdi
Yazdıklarımı düzelteceğim, şimdi değil, böylesi bir
düzeltinin zamanı geldiğinde, o zaman düzeltiyi düzelteceğim ve düzeltilmiş
olanı düzelteceğim, sonra yeniden vesaire, vesaire, diye yazmış Roithamer.(s.
216)
Her zaman düzeltmeye çok yaklaşırız, her şeyi düzeltmeye,
kendimizi öldürerek, gene de bunu yapamayız.
Bu düşünce derinlere indikçe bir onun eline
düşeriz. (s. 217)
İnsanlar intihar etmek yerine işe dalıyorlar.
Büyük mutluluk, diye yazmış Roithamer, ani ölüm nedeni
olarak (kız kardeşimiz), diye yazmış Roithamer. (s. 229)
Sanat yapıtı olarak yapının bitmesi ancak kendisi için
yapılan ve tamamlanan kişinin ölümünün ortaya çıkmasıyla tamamlandı, diye
yazmış Roithamer. (s. 230)
İnsan işe yaramayan her topluluktan ayağa kalkıp
gidebilmeli. (s. 236)
Bir insan bir diğerine onu mahvetmek dışında hiçbir şey
yüzünden yaklaşmaz. (s. 239)
Okullarda artık umutsuzluklarından kurtulamayan umutsuz
insanlara dönüştürülüyoruz. (s. 240)
Bir kitap okuruz, kendimizi okuruz orada, bundan ötürü
okuduğumuzdan tiksiniriz. (s. 241)
Biz hep belirli bir ana bağlıyız,
O an geldiğinde o anın geldiğini bilmeyiz, ama doğru andır.
Son niyet değildir.
(s. 242)
Korrektur
Türkçeleştiren: Sezer Duru
Yapı Kredi Yayınları
Ekim 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder