27 Eylül 2014 Cumartesi

Klasik Toplumsal Değişme Kuramları: Max Weber


Max Weber


Weber kapitalizm analizini evrensel rasyonelleşme kavramına dayandırır. Toplum geleneksel toplumdan modern topluma dönüştükçe, geleneksel duygusal eylem biçimlerinin yerini rasyonel eylem alır.
Marx, kapitalizmin çözümlemesini kendine-yabancılaşma kavramına dayandırır.

Max Weber
1864’te doğdu. Weber’e göre doğa bilimlerindeki yöntemlerle toplumu ve birey davranışlarını anlamak mümkün değildir. Buradaki metodoloji sorunu açıklama ile anlama arasındaki farklılığa dayanır.  Weber insan eylemlerinin kültürel bağlam dâhilinde ele alınması gerektiğini savunur. Anlama kavramı üzerinde odaklanır.
Weber’e göre sosyolojik açıklama anlamın yorumlanması ve nedensel ilişkilerin çözümlenmesi olmak üzere iki yol içerir.
Weber’e göre toplumbilim herhangi bir toplumsal değişimi ve dönüşümü anlamak için yargılarda bulunmak yerine değerlerin yapısını saptamalı ve bu değerleri insanların eylemlerini anlamak için çözümlemelidir. Dolayısıyla eylemlerin açıklanmasında kavramlar önem kazanır. Buradan da ideal tip kavramı ortaya çıkar. Nesnellik kavramsallaştırmasında öncelikle değerden arınık ve değere uygun sosyoloji kavramsallaştırması vardır.
Değerden arınık: araştırmacının kişisel değerleri ve ekonomik çıkarlarının analiz sürecini etkilememesi gerektiğine vurgu yapar.

İdeal Tipler
Büyük ölçekli toplumsal etkileşim ve dönüşüm süreçlerinin kurulması için anlamlı eylemler tiplere ayrılmalıdır. Belli bir toplumsal olguyu ifade ederken bu kavramlarla ilgili karakteristik eylemler tanımlanmalıdır. Weber bu şekilde açıkladığı tanımlamaya ideal tip adını verir.
İdeal tipleştirme sosyoloğa öznel anlamı özetleme/tanımlama ve soyutlama olanağı sağlar.
Weber’e göre:
1) somut veriler açıkça ifade edilen kavramlar temelinde sınıflandırılmalı,
2) uygun ispat kuralları kullanılmalı,
3) mantıksal çıkarımlar yapılmalı.

Toplumsal Eylem
Weber’in sosyolojisinin temelinde toplumsal eylem biçimlerinin sonuçlarının analizi yatar.
Toplumsal eylemleri rasyonel ve rasyonel olmayan şeklinde kategorize eder.
Rasyonel eylemi amaca yönelik ve değere yönelik olmak üzere iki alt guruba ayırır. Duygusal ve geleneksel eylemleri ise rasyonel olmayan eylemler olarak kategorize eder.
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu adlı çalışmasında Protestan bireylerin rasyonel eylemlerini inceler. Protestan ahlakında çalışmaya verilen aşırı önem, keyfe ve hazza yönelik harcamaların engellenmesi sermaye birikimini sağlamış ve dolayısıyla kapitalist örgütlenmeye zemin hazırlamıştır.
Rasyonel eylem aynı zamanda toplumsal eylemdir.
Weber’e göre toplumsal düzen, toplumsal ilişkiler aracılığıyla inşa edilir.

Otorite
Fiziksel gücü meşru olarak kullanma hakkına sahip olan devlet, iktidarın en belirgin biçimi olarak karşımıza çıkar. Devlet hem rasyonel-yasal otoriteyi hem de geleneksel otoriteyi kullanır.
Rasyonel-yasal otorite kapitalist devletin temelidir. Geleneksel otorite, iktidarın soy temelli veya geleneğe göre el değiştirdiği yapıları işaret eder. Karizmatik otorite ise liderin vasıflarına bağlı olarak ortaya çıkar. Weber’in toplumsal değişme anlayışı bu üç otorite tipi arasındaki değişim ve dönüşüme dayanır.
Rasyonel-yasal otoritedeki yönetme aygıtı bürokrasidir.

Bürokrasi
Modern kapitalist toplumu, geleneksel toplumdan ayıran bürokrasiyi Weber, demir kafes olarak adlandırır. Zira bürokraside kişiselliğe, kişisel ilişkilere yer yoktur.
Weber’e göre bireylerin ve gurupların toplumsal yapı içerisinde yukarı doğru hareket edebilmeleri için üç seçenek vardır: ekonomik avantaj, toplumsal prestij ve siyasi iktidar. Ancak bu üç unsura sahip olanlar toplum içerisinde sınıf atlayabilirler.

Toplumsal Sınıf
Gelire ulaşmak için aynı imkânlara sahip olanlar toplumsal sınıfları oluştururlar. Weber’in çözümlemelerinde toplumsal sınıflar ekonomik olgulardır. Weber bu noktada mülk sahipliği ve mülksüzlük ayrımı yapar. Sınıfları birbirinden bu çizgilerle ayırır.
Weber mülksüzler arasında ayrım yaparken hizmetlerinin değerini ve beceri düzeylerini esas alır. Beyaz yakalılar bedensel emek gerektirmeyen hizmetleri icra ederler. Sanayi toplumun bu kesime daha fazla ihtiyacı vardır.

Toplumsal Statü
Toplumsal statü insanların birbirleri hakkındaki değerlendirmeleridir.
İnsanlar toplumsal açıdan kendilerine eşit konumda olanlarla dostluk ilişkisi geliştirir.

Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu
Weber’e göre geleneksellik kapitalizmin karşıtıdır. Ona göre kapitalizme ve sürekli bir sermaye birikimine yol açan tüccarların çok para kazanması değildir. Weber’e göre para kazanmaktan, paranın rasyonel hesaplanmasına doğru birr değişim olmuştur.
Mutluluk ve hazdan vazgeçerek akılcı bir biçimde çalışmak bir erdem olarak değerlendirilir.
Paranın rasyonel hesabının ön koşulları vardır:
1) iş yerinin evden ayrılması
2) rasyonel defter tutma
3) emeğin örgütlenmesi
4) teknoloji
5) hukuk ve idarenin rasyonelleşmesi
6) Batı kültüründeki rasyonel eğilim.
Protestan ahlakı ile çilecilik arasında sıkı bir ilişki vardır. Kapitalizmde çilecilik sermaye birikimine dönüşür.  Burada Protestan ahlakından kapitalizme, irrasyonel eylemden rasyonel eyleme bir dönüşüm gerçekleşmiştir.

Weber’de Toplumsal Değişme
Protestan ahlakından kapitalizmin ruhuna dönüşüm, rasyonel olmayan bir eylemden rasyonelliğe geçiştir.

Weber’in otorite tipleri ayrımı onun toplumsal değişme modelini içerir.
---
TOPLUMSAL DEĞİŞME KURAMLARI
Editör: Hatice Yeşildal
Anadolu Üniversitesi, Eylül 2011

1 yorum: