İşlevselcilik
İşlevselcilik 20. yüzyılda hem sosyolojide
hem de antropolojide önemli etkiye sahiptir.
Toplum, birbirine ekli birçok parçadan
oluşan bir bütündür. İşlevselcilik, toplumu oluşturan bu parçaların yapısı,
işlevi ve birbirleriyle olan etkileşimini inceler. İşlevselcilerin temel ilgi
odağı toplum düzenidir. Düzensiz toplumda, düzeni bozan parçayı özel olarak ele
alıp incelerler (görüldüğü gibi, toplumu mekanik bir düzenek olarak ele
alıyorlar).
İşleevselcilik köken olarak pozitivizme
dayanır. Bu haliyle eleştirel ve yorumcu kuramlardan keskin biçimde ayrılır.
Zira burada esas izlek, toplumdaki çatışmalar değil uyumdur.
İşlevselci kuramın ilk temsilcileri Comte,
Spencer ve Durkheim’dir. Malinowski ve Radcliffe-Brown antropoloji alanında bu
kurama katkı yapmıştır. Modern sosyolojide Parsons, Merton, Davis, Moore,
Luhmann, Erikson, Smelser tarafından geliştirilmiştir.
İşlevselcilik, Parsons’ın sistem kavramı
çerçevesinde yaptığı katkılarla birlikte yapısal işlevselcilik olarak anılmaya başlamıştır.
Comte, Spencer ve Durkheim’ın İşlevselciliğe
Katkıları
Comte, toplumları tümleşik bütünler olarak
görüp, toplumların incelenmesinde doğa bilimlerinin yöntemlerini kullanmak
gerektiğini belirtmiştir. Comte’u izleyen Spencer, toplumları birer sistem
olarak ele almak gerektiğini savunmuştur. Durkheim da toplumları karşılıklı ilişki
içindeki sosyal ögelerden oluşan sistemler olarak görmektedir. Durkheim için ahlaki düzen bir zorunluluktur ve toplumsal
olguların işlevleri de ahlaki bir nitelik taşır.
Sosyal Antropolojide İşlevselcilik
Malinowski
(1884-1942) ve Radcliffe-Brown (1881-1955) Pasifik bölgesindeki bazı adalarda
yaşayan kabile topluluklarını inceledikleri çalışmalarında yapısal ve sistemci
analizi savunmuş, inceledikleri toplumlardaki kurumların veya geleneklerin
kaynağının ne olduğunu irdelemekten çok, parçaların bütünle ilişkisine odaklanmış
ve bu kurum ve geleneklerin daha genel bağlama nasıl uyum sağladığını incelemişlerdir.
Malinowski
toplumların insanların temel ihtiyaçlarından kaynaklandığını, bu ihtiyaçlar
nedeniyle oluştuğunu ileri sürmüştür.
Radcliffe-Brown’a
göre bir toplumsal sistem işlevsel bir birlik, bir bütündür ve bu bütünün
parçaları asgari bir uyum içerisinde, çözülemeyecek kalıcı çatışmalar
yaratmadan bir arada işlemektedir. Bir toplumun meydana gelebilmesi için
üyelerin bazı ortak değerlere sahip olması gerektiği konusunda Durkheim’a katılmaktadır.
Sistem Teorisi ve Sistem Kavramı
Herbert Spencer, astronomi, biyoloji ve
psikoloji gibi çeşitli bilim dallarında aynı temel ilkenin geçerli olduğunu,
varlıkların belirsiz, tutarsız bir homojenlik halinden belirli ve tutarlı bir
heterojenliğe doğru evrildiğini belirtmiştir.
Genel Sistem Teorisi, farklı bilim dalları arasında
karşılıklı iletişim ve bilgi alışverişini artırmayı amaçlayan bir teoridir.
Von Bertalanffy, sistemlerin temel ilkeleri
üzerinde çalışarak bu ilkeleri sadece fiziksel dünyaya değil, toplumsal ve
kültürel dünyaya da uyarlanabilecek şekilde genişletmiştir. Von Bertalanffy’a göre
bu genişletme, sistem kavramının yeni ve genişletilmiş bir tanımını içeren
Sibernetik teorisinin temel ilkelerinin kabul edilmesiyle mümkün olacaktır.
Sibernetik genel olarak kendi kendini kontrol edebilen karmaşık
sistemler teorisi olarak tanımlanmaktadır.
Genel olarak sistem, birbirine bağlanan parçalara
sahip olan bir bütündür. Sistemin parçaları canlı ya da cansız olabilir, aralarındaki
ilişki de somut veya soyut bir ilişki olabilir.
İşlevselciliğin Genel Özellikleri
I- İşlevselci yaklaşımın en temel kavramları arasında sosyal
sistem, toplumsal yapı, toplumsal kurum, işlev ve işlevsel açıklama olduğu
söylenebilir.
a) Sosyal sistem
(toplum)
b) Toplumsal yapı
(toplum içi ilişkilerin biçimini ifade eder).
c) Toplumsal kurum:
aile, din, ekonomi gibi kurumlardır. Bir toplum incelenirken öncelikle bu ilişkilere
bakılmalıdır.
d) İşlevselci yaklaşımda işlev kavramı, parçanın bütünle ilişkisini ifade eder.
İşlev = katkı.
e) İşlevsel açıklama, bir toplumsal olgu ya
da eylemin sonuçları itibarıyla toplumsal istikrar ve bütünlüğün korunmasına
yaptığı katkı açısından değerlendirilmesidir.
II- İşlevselciliği diğer bütüncül yaklaşımlardan ayıran en
temel unsur parçanın bütünle olan ilişkisine özel önem atfetmesidir.
III- İşlevselci yaklaşım bireysel düşünceler, anlamlar ya da
yorumlarla fazla ilgilenmez, bunların yerine toplumsal yapı üzerinde durur. İşlevselci
yaklaşım, yapısalcı sosyoloji geleneğinin altında yer alan ve kökleri
pozitivizme kadar uzanan makro bir teoridir, yapısal işlevselcilik olarak
adlandırılmasının nedeni budur.
IV- İşlevselci yaklaşım, toplumsal düzene değer uzlaşımı aracılığıyla
yani mevcut toplumsal düzeni meşrulaştıran birtakım ilkelerle ulaşılacağını
varsayar. İşlevselciler, her toplumun, sosyalleşme sürecinde bireyler tarafından
içselleştirilen uzlaşıya dayalı geniş çaplı bir değerler dizisi üzerine kurulduğunu,
sürdürüldüğünü ve yeniden üretildiğini savunurlar.
V- İşlevselci yaklaşım, toplumu düzenli ve dengede olan bir sistem
olarak görür. Bu nedenle de bir konsensüs (uzlaşma)
yaklaşımı olarak adlandırılmaktadır.
VI- Sistemlerin temel özellikleri:
a) Sistem, birbirine bağımlı ve birbiriyle
ilişkili parçalardan (sosyal yapı, kurum, rol gibi) oluşur.
b) Sistemin tüm parçaları, bir düzen içinde
bütünün sorunsuz bir şekilde işlemesi için çeşitli işlevleri yerine getirirler.
c) Sistemler statik (durağan) olabilecekleri
gibi, dinamik bir durumda da olabilirler.
d) Sistemler çevreleriyle olan sınırlarını
korurlar ancak çevrelerine de uyum sağlarlar.
e) Sistemin parçaları da birbirleriyle uyum
içindedir.
f) Bütün sistemlerin amacı, denge durumuna
ulaşmak ve dengelerini korumaktır. Denge durumundaki toplum, çatışmanın olmadığı,
herkesin kendi rollerinden ne beklendiğini bildiği ve bu beklentilerin sürekli
olarak karşılandığı bir toplumdur.
VII- Toplumun mevcudiyetini sürdürebilmesi için karşılanması
gereken bazı temel gereksinimleri vardır. Bunlar “işlevsel zorunluluklar” ya da
“işlevsel ön gereklilikler” olarak adlandırılırlar.
---
Modern Sosyoloji Tarihi
Editör: Prof. Dr. Serap Suğur
Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2304,
Eskişehir, Ocak 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder