Jeffrey C. Alexander
Parsons’ın teorisini fazlaca indirgemeci
olmakla, çatışma ve gerilime yeterince yer vermemekle eleştiren Alexander, bu
eksiklikleri gidermeye çalışmıştır.
Teorinin güçlendirilmesi için bu teoriye
çatışma ve öznel anlam kavramlarının dâhil edilmesi ve sistem bütünleşmesi, alt
sistemlerin yorumlanması ve denge gibi kavramların verili olarak kabul
edilmemesi, sorgulamaya açık eğilimler olarak görülmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Alexander yeni işevselciliğin temel
yönelimlerini şöyle açıklamaktadır:
1- Yeni işlevselcilik, toplumu, birbiriyle
belirli bir desen içinde etkileşimde bulunan çeşitli parçaların oluşturduğu bir
yapı olarak görür.
2- Alexander’a göre mikro düzeyde, yani
etkileşim düzeyinde gerçekleşen eylem, toplumsal değişmenin gerçekleşmesini sağlayabilecek
olan bir aracıdır, ancak bireysel irade, belirli bir toplumsal düzen çerçevesi
içinde yer alır.
3- Yeni işlevselcilik alt sistemler,
bütünleşme ve denge gibi kavramların toplumsal olasılıklar olarak görülmesi
gerektiğini ve sistemlerin ampirik gerçekleriyle kıyaslanması gerektiğini
savunur.
4- Alexander, Parsons’ın yapısal işlevselciliğinin
idealist önyargılarını kırmaya, özellikle kültür gibi makro-öznel olgulara daha
materyalist bir açıdan bakmaya çalışmıştır. Toplumsal
yapının kültürün parçaları olan sembolik kodlar ve anlamlarla nasıl yeniden
üretildiğini göstermeye çalışır.
5- Yeni işlevselcilik toplumsal değişmeyi
sosyal, kültürel ve kişilik sistemleri içindeki farklılaşma süreci olarak ele
alır. Toplumsal değişme, uyumun
değil; bireysel ve kurumsal gerilimlerin bir sonucudur.
6- Yeni işlevselcilik kavramsallaştırma ve
teorileştirmenin, sosyolojik analizin diğer düzeylerinden bağımsız olması
gerektiğini savunur.
---
Modern Sosyoloji Tarihi
Editör: Prof. Dr. Serap Suğur
Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2304, Eskişehir, Ocak 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder