1 Mayıs 2015 Cuma

Nurettin Topçu - Sosyoloji

Nurettin Topçu - Sosyoloji


Sosyologlara göre toplum ve cemiyet, fertlerin bütününden ibaret değildir; ferdi yaşayışın üstünde ve ondan ayrı bir realite teşkil eder.
Maddi realiteye sahip bir çevre bulunmaksızın toplum var olamaz.

Sosyal realite, fertlerin ruhi yaşayışlarından ayrı, başlı başına bir realite halinde gözükmektedir. Bu realitede olaylar, sosyal olaylardır.
Durkheim; “Ferde nazaran dışta bulunan ve ferdi dışından zorlayan bütün tasavvur ve hareketlerimiz sosyal olaylardır.

Sosyal olayın üç karakteri
1) Dışta oluş
Sosyal olaylar (…) fert onları kendinden önce hazırlanmış bulur ve kabul eder, onlar ferdin hayatını her taraftan kuşatırlar fertlerden sonra da devam ederler.
2) Zorlayıcılık
3) Toplumsal Tasavvurlara Bağlılık
Bayrağın kutsallığı ve ailenin yüksek değeri gibi…

İnsan / âlet yapıcı hayvan
Âletlerimize müşterek şekil veren (…) cemiyettir.
Zihnimizin yani düşünüş tarzımızın, cemiyetin etkilerine tabi olduğu (aşikârdır).

Duygularımız da toplumun etkilerinden kurtulamazlar.

…sanatın unsurlarından hemen herbiri üzerinde, sanatkârın yaşamakta olduğu cemiyetin türlü etkileri kendini göstermektedir.

Cemiyet (…) aralarında kurumlar halinde organlaşmış bağıntılarla karşılıklı yardımlaşma münasebetleri bulunan fertlerin bütünüdür.

Hobbes, Rousseau, cemiyetin sözleşme ile kurulduğunu ileri sürdüler.
Cemiyet ferdi çürüttü, hürriyetini öldürdü, onu zincirledi.

Dar çevreli cemiyetler: …belli fonksiyonlarını yapmak için kurulmuşlardır.

Komünote veya cemaatler,
Aile ve köy cemaati, dinî cemaatler gibi…
Bu topluluklar dar çevreli ve gelenekçidirler.

Sosyeteler: Kendiliğinden olmayıp aklî ve hukukî münasebetlerin eseri olarak meydana gelmişlerdir.

Sociologie
(Sözcüğü) İlk defa Comte kullandı.
Kelimenin ilk eki Latincede cemiyet mânasına gelen societas sözcüğünden gelir.
Son eki ise Yunancada kelâm ve ilim mânasına gelen logos sözcüğünden gelir. Sosyoloji / cemiyet ilmi demektir.

Sosyoloji / daha başarılı şekilde yaşamamızı sağlayıcıdır.

Sosyoloji / insanlığın geçirdiği evrim hakkında fikirler verir ve böylelikle insanı geniş görüşlü yapar.

Sosyoloji / tarihteki olayların meydana geliş suretiyle, onları açıklayıcıdır.

İnsan, içinde yaşadığı cemiyet realitesini iyi tanıdığı nisbette ona hizmetlerde bulunabilir, onu sevebilir ve şuurla bağlanabilir.

Sosyal olayların bir obje olarak tanımlanmaları lâzımdır.

Totem kelimesi Amerika’nın Endeken boyunun dilinden alınmıştır.
Oturulan yer demektir.

Cemiyetler başlıca, tabiat ve geçinme şekillerine göre bir de bünyelerinin evrimlenmesi göz önünde tutularak sınıflanmıştır.

…boy birlikleri, birkaç boyun, otoriteye sahip bir şefin etrafında toplanmasından meydana gelen birliklerdir.

Ferdî hâkimiyet, ilk defa boy birlikleri içinde kendini göstermiştir.

Tabiatta bulunan (…) dokunulmayan varlıklar (ay, güneş, gökyüzü vs.) işte din burada başlıyor.

Totemcilik esası ortadan kalkarak cemiyetlerin toprağa yerleşmesi, boyları meydana getirdi.
Totem dini yerini, ruhçuluk ve tabiatçılık dinlerine bıraktı.

Kabileler / siteler / şehirler / imparatorluklar

Millet, maddî ve ruhî birçok unsurların birliğine dayanmaktadır.

Liberalizm (…) tabiatın kanunları olduğu gibi, ekonomi hayatında da değişmez kanunlar vardır.
Sosyal düzenin temeli ferdî mülktür.
Bu sistemin parolası “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” formülüdür.

Liberalizm, bir nevi içtimaî kadercilik mezhebidir. (s. 85)

Sosyalizm / …gaye, çalışan zümreyi cemiyete hakim kılmaktır.

Faşizm / her şeyden önce aşırı bir ruhçuluk temeline dayanır.

Ferdi mülkiyet, insanlar arasındaki türlü eşitsizliğin sebebi ve kaynağıdır.

Demokrasinin dayandığı iki prensip; hürriyet ve eşitlik.
Eşitlik / ferlerin hürriyetlerini sınırlandırıcıdır.

Din, ilk sosyal kurumdur.

Durkheim / dinin realitesini araştırmada sosyolojik metodlar kullandı.

Sosyolojinin ahlaki tarifi şöyledir / muayyen bir devirde muayyen bir insan topluluğu tarafından benimsenmiş olan hareket kaidelerinin bütününe ahlak denir.

Ahlaki olayların karakteristiği;
Mecburilik / ödev
Arzu edilir oluş / iyilik

Kendisinde bu karakterlerin ikisinin birlikte gözükmediği ahlaki olay yoktur.

Durkheim / birbiriyle çatışan iki prensibi (mecburilik ve arzu edilirlik) birleştirmek istemiştir.

Hürriyet olmayınca ahlaktan bahsedilemez.

Üretim tabiat, emek ve sermaye unsurlarıyla yapılır.

İş bölümü üretimi artırır.

Medeniyet müşterek / kültür cemiyete özeldir.

İlimler, din ile sihirden çıkarılmıştır.
Din / sihir / ilim

Güzel sanatların dinî, siyasî ve ekonomik şartları vardır.
Güzel sanatlar, başlangıçta dinî ve içtimai iken gitgide dinden ayrılmış ve ferdileşmiştir. (s. 188)

Hakikat, düşüncemizin konusuna uygunluğu demektir.
Hakikat, düşüncemle eşya arasındaki bu uygunluk orantısıdır.

Dergâh Yayınları
3. Baskı, Aralık 2010


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder