8 Haziran 2018 Cuma

1426 no'lu (Hicri 1312 - Miladi 1895) Giresun Şer'iyye Sicilinin transkripsiyonu ve değerlendirmesi


Abdullah Bal - 1426 no'lu (Hicri 1312 - Miladi 1895) Giresun Şer'iyye Sicilinin Transkripsiyonu ve Değerlendirmesi

Bağ - bahçe satışında çıkan bir anlaşmazlık
Miras taksiminde çıkan anlaşmazlık

İmamlar padişah berâtı ile göreve atandıklarından Osmanlı devlet sisteminde “askeri” den sayılmaktaydılar.

Osmanlı Devletinde imamlık vazifesine getirilen kimse, özellikle sosyal faaliyetleri bakımından başıboş bırakılmazdı. Kadılar, her zaman imamları teftiş edebilirlerdi.
Adeta mahalleyi onlar yönetiyorlardı (s. 125).

Tereke kayıtları, ya “şer’iyye sicil defterleri” içine yazılır ya da “muhallefat defterleri” adıyla müstakil defterler tutulurdu. Bu defterler kadı veya muhallefat memuru tarafından yazılırdı (s. 127).

Bir kimsenin bıraktığı terekesine ait vârisleri yoksa malı beytülmâlde emanete alınırdı.

Osmanlı kadısı İslam devletleri içinde özgün bir yeri olan adliye ve mülkiye görevlisidir.

Osmanlı dönemi Giresun’u hakkında en ayrıntılı bilgiler, XV ve XVI. yüzyıllara ait Trabzon sancağı tahrir defterlerinde yer alır. Bu defterlerden en erken tarihli olanına göre 1486’ya doğru yerleşmenin kale içinde ve hemen civarında olduğu, askerî vasfın ön plana çıktığı bir şehir özelliği gösteren Giresun 114 nefer, 22 dul Hıristiyan nüfusa sahipti. 1515’e doğru şehrin nüfusunda artış oldu. Bu sırada Hıristiyan nüfusun yanında 26 hane Müslüman nüfus da vardı ve bunlar civardan gelip şehre yerleşmişlerdi. 1554 yılında ise, Müslümanlar 33 hane 13 mücerret, Hıristiyanlar ise 214 hane 94 mücerret nüfusa sahipti. 1869 tarihli ilk salnâmeye göre kaza’da 25160 erkek nüfus vardı. 1895 yılında ise Giresun’da 61196’sı Müslüman, 12322’si Rum, 1445’i Ermeni olmak üzere 74963 nüfus vardı (s. 134).

Osmanlı şehirlerinin oluşmasında ve toplumun gelişmesinde önemli bir rolü olan câmiler, asr-ı saadetten günümüze hem yapı hem de işlev olarak İslâm’ın bütün esaslarını ve mesajlarını temsil eden kurum olma özelliğine sahiptir.
Bugün Giresun’da bulunan başlıca tarihi câmiler arasında 1594 yılında yapıldıktan sonra yıkılan ve 1861 yılında yenilenen Hacı Hüseyin Câmii, 1900 yılında sarı Alemdarzâde İzzet Kapûdân’ın mallarının bir kısmından vereselerce hayrat olarak yeniden inşâ edilen Şeyh Kerâmeddin Camii ve 28 Mart 1892 tarihinde Cuma namazından sonra açılışı yapılan Hacı Mikdâd Ağa Camii’dir (s. 136).

Giresun'da Medreseler, 17. yüzyılda kurulmaya başlanmış, zaman içinde gelişme göstermiş ve 20. yüzyıl başlarında Giresun’da medreselerin sayısı yüzü aşmıştır.

Vakıflar insanlık tarihinin en önemli yardımlaşma kurumlarından birisidir.
Müslümanları vakıf kurmaya götüren sebep Hz. Peygamber’in hadisleri olmuştur.

Giresun ili vakıfları incelendiğinde bir kaç vakfiye hariç, genelde 1850-1919 yıllarında vakıf yapılmış olup, yine genelde yeni yapılan camiIerin imam ve hatiplerinin ücretinin ödenmesi ve bu husus için de iki dönümü geçmeyen fındık bahçelerinin vakfedilmesi ile ilgilidir. Çok az dükkân, değirmen ve nukûd vakfı bulunmaktadır. Giresun İli vakfiyelerinde; 272 cami, 17 medrese, 2 sıbyan mektebi, 11 zaviye-tekke, 2 han adı geçmektedir (s. 139).

Osmanlı idaresi altında Giresun bir liman şehri olarak gelişme gösterdi. Deniz nakliyatçılığı ve balıkçılık ön plandaydı. Küçük gemi ve sandal yapım tezgâhları vardı.

Şehir halkı denizciliğin yanında civardaki bahçelerde ziraatla meşguldü.
…ekonomik bir değer taşıdığı anlaşılan başlıca ürünler meyve, ceviz, huhubat, soğan, sarımsak, kendir, nar ve üzümdü. Darı ve fındık da ayrıca ekonomik bir değere sahipti. Ayrıca yörenin kendine has üzümlerinden şıra elde ediliyordu. İhraç malları arasında özellikle pamuklu dokuma, madenî eşya, bıçak, un, gümüş ve bakır başta geliyordu. Bunların yanında kilim, aba, peşkir ve tire gibi dokumalar ekonomik değere sahipti (s. 140).

Kayıtlarda yorgan, yastık, minder, döşek, kilim türü yaygı eşyalarının çokluğu dikkat çekmektedir.

Giresun’da Giyim Kuşam İçin Kullanılan Eşyalar
Abâ, Ferâce, Peçe, Alaca entâri, Gömlek, Kuşak, Sarık, Cübbe, Beyaz entâri, Şâl, Keten gömlek, Keten entâri, Çiçekli entâri, Keten şalvâr, Takke, Uçkur, Urba don, Müsta’mel entâri, Yemenî, Trablûs kuşak, Peştemâl, Mendîl, Astarlık, Basma, Keten bezi, Püsküllü fes, Elyuta peştamal, Şalvâr, Mâhûrî bezi, Hâsse bez, Yünlü gömlek…

Giresun’da Kullanılan Mutfak Eşyaları
Bardak, Sac, Bıçak, Tabak, İbrik, Tas, Kaşık, Hamur teknesi, Sürahi, Şişe, Kıyma tahtası, Çay bardağı… (s. 142)

Gıda Maddeleri
…darı, fındık, meyve, ceviz, soğan, sarımsak, üzüm, fasülye, pirinç, bakla, mercimek, nohut, bamya ve pekmez

Giresun’da Kullanılan Ziynet Eşyaları
Elmas küpe, Altın bilezik, Elmas yüzük, Gümüş yüzük, Köstekli saat, Çift elmas künye (s. 143).

Giresun’da Kullanılan Ölçü Birimleri
Dirhem
Kıyye
Miskâl
Sehim (s. 144)

İslâm hukukuna göre, evlenmenin bir din adamı huzurunda yapılması şart olmadığı gibi resmi bir memur önünde yapılması da dinen gerekli değildir.
Kadıları görevleri arasında nikâh kıymak da daima sayıla gelmiştir (s. 145).

Aile toplumun en küçük birimini oluşturmaktadır. Bir toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını tam olarak anlayabilmek için, o toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin incelenmesi gerekmektedir.

Şer‘iyye Sicili’nde yer alan hüccet ve tereke kayıtlarına göre karı-koca ve çocuklardan oluşan bir Osmanlı ailesi genellikle 4-7 kişi arasında değişen bir nüfusa sahiptir.
…kayıtlarında çok eşlilik ve boşanma hadisesine çok rastlanmadığı görülmektedir (s. 146).

Ölen kişinin evlatlarından küçük olanlar varsa, reşit olana kadar onlara babaları ya da annelerinden kalan malları kollayıp gözetmek için aileden ya da mahalleden uygun birisi vasi tayin edilirdi.

…Müslüman erkeklerin isimlerinin sonuna genelde “efendi” ve “ağa”, kadınların isimlerinin sonuna da “hanım” ve “hatun” gibi sıfatların getirildiği görülmektedir (s. 147).

Kayıtlarda Müslümanlar için “hacı” ve gayr-i müslimler için ise “heci” sıfatının kullanıldığını görmekteyiz.
Müslümanlarda en fazla kullanılan erkek isimler şunlardır: Mehmed, Mustafa, Ahmed, Ali, Hasan, Hüseyin, Abdullah, Ömer, Osman, İbrahim, Sabri, Salih, Süleyman vb.
En fazla kullanılan kadın isimleri ise; Emine, ‘Âişe, Fatıma, Havva, Zeynep, Şerife, Hayriye, Zehra, Zahide’dir. Belgelerde az da olsa Hafize, Refika, Zahide, Sıddıka, Faika Behiye, Leyla, Serviye, Tayyibe, Şahinde, Tûbâ, Gülşen, Semîre ve Gülsüm…

Kullanılan lakapların büyük bir bölümü şahsın veya babasının yaptığı iş, memleketi vs. ile ilgilidir. Kayıtlarda berber, imam, hacı, işkembeci, kuyumcu, kaptan ve ekmekçi gibi lakapların şahıs isimlerinin başına getirilerek kullanıldığını görmekteyiz (s. 148).

Etnik köken ve sosyal statü bakımından Giresun kazasında yaşayan halk, Müslüman Türkler, Hıristiyan Rumlar ve Hıristiyan Ermeniler olmak üzere üç ana gruba ayrılmaktadır.
Farklı etnik köken, inanç ve kültüre sahip ama barış ve huzur içinde yaşayan halk aynı zamanda yönetime de katılmaktadır (s. 149).

---
Bal, Abdullah. (2014), 1426 no'lu (Hicri 1312 - Miladi 1895) Giresun Şer'iyye Sicilinin Transkripsiyonu ve Değerlendirmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder