Abdullah
Bal - 1426
no'lu (Hicri 1312 - Miladi 1895) Giresun Şer'iyye Sicilinin Transkripsiyonu ve
Değerlendirmesi
Bağ - bahçe satışında çıkan bir anlaşmazlık
Miras taksiminde çıkan anlaşmazlık
İmamlar padişah berâtı ile göreve
atandıklarından Osmanlı devlet sisteminde “askeri” den sayılmaktaydılar.
Osmanlı Devletinde imamlık vazifesine
getirilen kimse, özellikle sosyal faaliyetleri bakımından başıboş bırakılmazdı.
Kadılar, her zaman imamları teftiş edebilirlerdi.
Adeta mahalleyi onlar yönetiyorlardı (s.
125).
Tereke kayıtları, ya “şer’iyye sicil
defterleri” içine yazılır ya da “muhallefat defterleri” adıyla müstakil
defterler tutulurdu. Bu defterler kadı veya muhallefat memuru tarafından
yazılırdı (s. 127).
Bir kimsenin bıraktığı terekesine ait
vârisleri yoksa malı beytülmâlde emanete alınırdı.
Osmanlı kadısı İslam devletleri içinde
özgün bir yeri olan adliye ve mülkiye görevlisidir.
Osmanlı dönemi Giresun’u hakkında en
ayrıntılı bilgiler, XV ve XVI. yüzyıllara ait Trabzon sancağı tahrir
defterlerinde yer alır. Bu defterlerden en erken tarihli olanına göre 1486’ya
doğru yerleşmenin kale içinde ve hemen civarında olduğu, askerî vasfın ön plana
çıktığı bir şehir özelliği gösteren Giresun 114 nefer, 22 dul Hıristiyan nüfusa
sahipti. 1515’e doğru şehrin nüfusunda artış oldu. Bu sırada Hıristiyan nüfusun
yanında 26 hane Müslüman nüfus da vardı ve bunlar civardan gelip şehre
yerleşmişlerdi. 1554 yılında ise, Müslümanlar 33 hane 13 mücerret, Hıristiyanlar
ise 214 hane 94 mücerret nüfusa sahipti. 1869 tarihli ilk salnâmeye göre kaza’da
25160 erkek nüfus vardı. 1895 yılında ise Giresun’da 61196’sı Müslüman, 12322’si
Rum, 1445’i Ermeni olmak üzere 74963 nüfus vardı (s. 134).
Osmanlı şehirlerinin oluşmasında ve
toplumun gelişmesinde önemli bir rolü olan câmiler, asr-ı saadetten günümüze
hem yapı hem de işlev olarak İslâm’ın bütün esaslarını ve mesajlarını temsil
eden kurum olma özelliğine sahiptir.
Bugün Giresun’da bulunan başlıca tarihi
câmiler arasında 1594 yılında yapıldıktan sonra yıkılan ve 1861 yılında yenilenen
Hacı Hüseyin Câmii, 1900 yılında sarı Alemdarzâde İzzet Kapûdân’ın mallarının
bir kısmından vereselerce hayrat olarak yeniden inşâ edilen Şeyh Kerâmeddin
Camii ve 28 Mart 1892 tarihinde Cuma namazından sonra açılışı yapılan Hacı
Mikdâd Ağa Camii’dir (s. 136).
Giresun'da Medreseler, 17. yüzyılda
kurulmaya başlanmış, zaman içinde gelişme göstermiş ve 20. yüzyıl başlarında
Giresun’da medreselerin sayısı yüzü aşmıştır.
Vakıflar insanlık tarihinin en önemli
yardımlaşma kurumlarından birisidir.
Müslümanları vakıf kurmaya götüren sebep
Hz. Peygamber’in hadisleri olmuştur.
Giresun ili vakıfları incelendiğinde bir
kaç vakfiye hariç, genelde 1850-1919 yıllarında vakıf yapılmış olup, yine
genelde yeni yapılan camiIerin imam ve hatiplerinin ücretinin ödenmesi ve bu
husus için de iki dönümü geçmeyen fındık bahçelerinin vakfedilmesi ile
ilgilidir. Çok az dükkân, değirmen ve nukûd vakfı bulunmaktadır. Giresun İli
vakfiyelerinde; 272 cami, 17 medrese, 2 sıbyan mektebi, 11 zaviye-tekke, 2 han
adı geçmektedir (s. 139).
Osmanlı idaresi altında Giresun bir liman
şehri olarak gelişme gösterdi. Deniz nakliyatçılığı ve balıkçılık ön plandaydı.
Küçük gemi ve sandal yapım tezgâhları vardı.
Şehir halkı denizciliğin yanında civardaki
bahçelerde ziraatla meşguldü.
…ekonomik bir değer taşıdığı anlaşılan
başlıca ürünler meyve, ceviz, huhubat, soğan, sarımsak, kendir, nar ve üzümdü.
Darı ve fındık da ayrıca ekonomik bir değere sahipti. Ayrıca yörenin kendine
has üzümlerinden şıra elde ediliyordu. İhraç malları arasında özellikle pamuklu
dokuma, madenî eşya, bıçak, un, gümüş ve bakır başta geliyordu. Bunların
yanında kilim, aba, peşkir ve tire gibi dokumalar ekonomik değere sahipti (s.
140).
Kayıtlarda yorgan, yastık, minder, döşek,
kilim türü yaygı eşyalarının çokluğu dikkat çekmektedir.
Giresun’da
Giyim Kuşam İçin Kullanılan Eşyalar
Abâ, Ferâce, Peçe, Alaca entâri, Gömlek,
Kuşak, Sarık, Cübbe, Beyaz entâri, Şâl, Keten gömlek, Keten entâri, Çiçekli
entâri, Keten şalvâr, Takke, Uçkur, Urba don, Müsta’mel entâri, Yemenî, Trablûs
kuşak, Peştemâl, Mendîl, Astarlık, Basma, Keten bezi, Püsküllü fes, Elyuta peştamal,
Şalvâr, Mâhûrî bezi, Hâsse bez, Yünlü gömlek…
Giresun’da
Kullanılan Mutfak Eşyaları
Bardak, Sac, Bıçak, Tabak, İbrik, Tas, Kaşık,
Hamur teknesi, Sürahi, Şişe, Kıyma tahtası, Çay bardağı… (s. 142)
Gıda
Maddeleri
…darı, fındık, meyve, ceviz, soğan,
sarımsak, üzüm, fasülye, pirinç, bakla, mercimek, nohut, bamya ve pekmez
Giresun’da
Kullanılan Ziynet Eşyaları
Elmas küpe, Altın bilezik, Elmas yüzük,
Gümüş yüzük, Köstekli saat, Çift elmas künye (s. 143).
Giresun’da
Kullanılan Ölçü Birimleri
Dirhem
Kıyye
Miskâl
Sehim (s. 144)
İslâm hukukuna göre, evlenmenin bir din
adamı huzurunda yapılması şart olmadığı gibi resmi bir memur önünde yapılması
da dinen gerekli değildir.
Kadıları görevleri arasında nikâh kıymak da
daima sayıla gelmiştir (s. 145).
Aile toplumun en küçük birimini
oluşturmaktadır. Bir toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını tam olarak
anlayabilmek için, o toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin incelenmesi
gerekmektedir.
Şer‘iyye Sicili’nde yer alan hüccet ve
tereke kayıtlarına göre karı-koca ve çocuklardan oluşan bir Osmanlı ailesi
genellikle 4-7 kişi arasında değişen bir nüfusa sahiptir.
…kayıtlarında çok eşlilik ve boşanma
hadisesine çok rastlanmadığı görülmektedir (s. 146).
Ölen kişinin evlatlarından küçük olanlar
varsa, reşit olana kadar onlara babaları ya da annelerinden kalan malları
kollayıp gözetmek için aileden ya da mahalleden uygun birisi vasi tayin
edilirdi.
…Müslüman erkeklerin isimlerinin sonuna
genelde “efendi” ve “ağa”, kadınların isimlerinin sonuna da “hanım” ve “hatun”
gibi sıfatların getirildiği görülmektedir (s. 147).
Kayıtlarda Müslümanlar için “hacı” ve
gayr-i müslimler için ise “heci” sıfatının kullanıldığını görmekteyiz.
Müslümanlarda en fazla kullanılan erkek
isimler şunlardır: Mehmed, Mustafa, Ahmed, Ali, Hasan, Hüseyin, Abdullah, Ömer,
Osman, İbrahim, Sabri, Salih, Süleyman vb.
En fazla kullanılan kadın isimleri ise;
Emine, ‘Âişe, Fatıma, Havva, Zeynep, Şerife, Hayriye, Zehra, Zahide’dir.
Belgelerde az da olsa Hafize, Refika, Zahide, Sıddıka, Faika Behiye, Leyla,
Serviye, Tayyibe, Şahinde, Tûbâ, Gülşen, Semîre ve Gülsüm…
Kullanılan lakapların büyük bir bölümü
şahsın veya babasının yaptığı iş, memleketi vs. ile ilgilidir. Kayıtlarda
berber, imam, hacı, işkembeci, kuyumcu, kaptan ve ekmekçi gibi lakapların şahıs
isimlerinin başına getirilerek kullanıldığını görmekteyiz (s. 148).
Etnik köken ve sosyal statü bakımından
Giresun kazasında yaşayan halk, Müslüman Türkler, Hıristiyan Rumlar ve
Hıristiyan Ermeniler olmak üzere üç ana gruba ayrılmaktadır.
Farklı etnik köken, inanç ve kültüre sahip
ama barış ve huzur içinde yaşayan halk aynı zamanda yönetime de katılmaktadır
(s. 149).
---
Bal, Abdullah. (2014), 1426 no'lu (Hicri 1312 - Miladi 1895) Giresun Şer'iyye Sicilinin
Transkripsiyonu ve Değerlendirmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder