Mahmut
Davulcu - Günümüzde Karadeniz
Bölgesinde Ahşap Tekne Yapımcılığı
Ağaç malzemeden imal edilen ürünler
arasında su üstü taşıtları da -gemiler, tekneler, kayıklar- bulunmaktadır.
Tekne yapımcılığı denizi ve ormanı
birleştiren son derece orijinal bir meslek ve kadim bir sanattır.
Ahşap tekne yapımcılığı günümüzde
Karadeniz, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yer alan bazı merkezlerde az sayıda usta
tarafından, özveriyle geleneksel teknik, yöntem ve malzemelerle devam
ettirilmektedir (s. 53).
…ahşap ürünler, Karadeniz ormanlarının
kestane, ceviz, meşe vb. gibi çok çeşitli ağaçlarından meydana getirilmiştir.
Bu ağaçları özeliklerine göre kullanabilme yeteneği ve bilgisi bu yörenin
insanlarınca yüzlerce yıllık uygulama ve deneyim neticesinde elde
edilebilmiştir (s. 55).
Fenikeliler tarafından deniz ticaretine
açılan bölge, sahip olduğu zenginlikler ve hammadde kaynakları (deniz ürünleri,
orman ürünleri, madenler vb.) nedeniyle, Antik Çağ’da Yunan anakarasından gelen
yerleşimciler tarafından kolonileştirilmiştir.
Anadolu Türklerinin Karadeniz kıyılarında
gemi yapımcılığına dair ilk faaliyetleri hiç kuşkusuz Selçuklular döneminde
başlamıştır. Sultan Alaaddin Keykubat Sinop’ta bir tersane kurmuş ve bir
donanma inşa ettirmiştir (s. 59).
Osmanlı döneminde (…) Her liman şehrinde en
azından sandal, balıkçı tekneleri, tüccar gemileri vb yapımı söz konusu idi (s.
60).
Karadeniz denizcilik açısından şartların
çok çetin olduğu, kuvvetli akıntıların bulunduğu, şiddetli fırtınaların aniden
patladığı, çalkantılı ve sisli bir denizdir. Bununla birlikte su ürünleri
açısından son derece zengin bir deniz olan Karadeniz’in balık kaynakları Antik
dönemden beri kullanılmaktadır (s. 61).
Günümüzde ahşap tekne yapımcılığı Karadeniz
kıyılarında birkaç merkezde ve aile işletmesi şeklinde devam ettirilmektedir.
Bu işletmelerde ayrıca bakım-onarım gibi hizmetler de verilebilmektedir. Tekne
inşa ve donanımında kullanılan malzemelerin üretimi ya da temini bölge
ekonomisine katkı sağlayan bir faaliyettir. Büyük sac teknelerin ortaya çıkışı
ahşap teknelerin yapımını azaltmıştır. Karadeniz sahillerinde inşa edilen
tekneler bütün Türkiye sahillerinde mukavemet gücü, sağlamlığı ve güvenilirliği
ile tanınmaktadır (s. 62).
…mesleği profesyonel olarak yürüten kişiler
yörede usta, kayık ustası, tekne ustası ya da mimar olarak adlandırılmaktadır
(s. 64).
Diğer geleneksel meslekler gibi tekne
yapımcılığı da büyük ölçüde sözlü kültüre dayalıdır ve usta-çırak ilişkisi
içerisinde kuşaktan kuşağa aktarılır.
Eğitim süreci yazılı materyallerden ziyade
göze, kulağa ve pratiğe dayalıdır.
Bir ustanın yanına çırak olarak alınan genç
uzun yıllar boyunca çalışır. Cüz’i bir ücret alan ve ustasına elinden
geldiğince iyi bir şekilde hizmet etmeye çalışan çırağın en önemli kazancı elde
ettiği bilgi, beceri ve deneyimdir (s. 65).
Geleneğe göre ilk gemi Nuh Peygamber
tarafından inşa edilmiştir. Bundan dolayı Nuh Peygamber gemicilerin piridir.
Tekne yapımı, bakımı ve donatımı konusunda
boyacılık ve kalafatçılık yardımcı meslekler olarak karşımıza çıkar.
Kalafatlama ahşap teknelerin dış kaplama
tahtalarının arasının zifte bulanmış ve bükülmüş pamukla doldurularak su
geçirmez hale getirilmesi işlemidir.
Bölgede kalafatçılık konusunda uzmanlaşmış
köyler bulunmaktadır.
Örneğin Rize’de Yaka ve Aspet köyleri… (s.
67)
Tekne inşaatlarında metrik ölçüler
kullanılır. Ancak geçmişte karış, kulaç, ayak gibi geleneksel ölçü birimleri de
kullanılmıştır (s. 68).
Kestane ağacından elde edilen kereste
yörede tekne inşası amacıyla kullanılan ana malzemedir. Kestane ağacı yüksek
mukavemetli ve uzun ömürlü bir ağaç olması nedeniyle ustalarca tercih
edilmektedir.
Ustalar sonbaharda kesilen kestane ağacının
daha mukavemetli olduğunu yüzlerce yıllık deneyim sonucu görmüşlerdir (s. 69).
Tekne yapımı sırasında (özellikle bodoslama
ve eğrilerin yapımında) doğal eğrilerden yararlanmayı bir alışkanlık haline
getiren ustalar bu amaca hizmet eden en makbul ağaçların yamaçlarda yetiştiğini
ifade etmektedir. Geçmişte Rize yöresinde tekne yapımcıları için dağlardan
“eğri” temin ederek pazarlarda satan kişilerden de bahsedilmektedir.
…kereste halinde satın alınan ağaç bir süre
bekletilir ve açık havada sertleşmesi sağlanır. Daha sonra (…) deniz suyu
içerisinde ya da yağmur altında bekletilerek acı suyunu salması sağlanır.
Kuruması ve acı suyunu atabilmesi için kereste, kurulan eşekler üzerinde hava
alacak şekilde düzgün bir şekilde diklemesine istiflenir ve birkaç ay boyunca
bekletilir. Kuruyan ve acı suyunu atan ahşap malzeme kullanılmaya hazırdır.
Meşe, çam, kayın yaban kirazı vb. ağaçlar
da yer yer tekne yapımında kullanılmaktadır. Meşe ağacı daha çok büyük boyutlu
teknelerin yapımında karşımıza çıkar.
Cıvata ve galvanizli çividen oluşan aksam,
ahşap malzemenin birbirine bağlanması amacıyla kullanılmaktadır.
Karadeniz kıyılarında inşa edilen
teknelerin en büyük özelliği Karadeniz’in çalkantılı sularına, güçlü
dalgalarına ve şiddetli fırtınalarına dirençli ve dayanıklı olmaları ile denize
kolaylıkla indirilip bir o kadar kolaylıkla da karaya çekilebilmeleridir (s.
71).
1-Balıkçı tekneleri (Küçük balıkçı teknesi,
gırgır teknesi vb.)
2-Gezinti tekneleri
3-Kayık ve sandallar
Üretilen tekneler içerisinde balıkçı
tekneleri sayısal açıdan ağırlıklı bir yer işgal etmektedir.
…gezinti amaçlı tekne ve yatlarda uyuma ve dinlenme
ihtiyacı için kamara(lar), tuvalet ihtiyacı için hela ve yemek ihtiyacı için
mutfak mekânı bulunabilmektedir.
Tekneler esas olarak bir omurga, bu
omurgaya sabitlenen kaburgalar ve dış sargı olmak üzere üç ana katmandan
müteşekkildir (s. 73).
Yeni yapılan her tekneye bir isim
verilmektedir.
Omurganın dengeli ve sağlam bir zemin
üzerine yerleştirilmesi inşaatın doğru yürümesi açısından önemlidir.
Teknenin dengesini sağlayan en önemli unsur
omurgadır.
Omurga ağacının tamamlanmasından sonra baş
ve kıç bodoslamalar hazırlanarak omurgaya sabitlenir. Bodoslama teknenin baş ve
kıç bölümünde yer alan omurgaya dik elemanlardır. Bodoslamalar doğal olarak
eğri forma sahip olan ağaçlardan yapılır. Bodoslamaların da hazırlanmasından
sonra teknenin kaburgasının yapımına başlanır (s. 74).
Eğri olarak da adlandırılan postalar
omurgaya sabitlenir ve dış sargı için bir altyapı oluşturur.
Teknelerin iskelet kısmı inşaat süresince güneşten
vs. etkilenmemesi amacıyla boyanmaktadır. Bu amaçla eskiden katran sürülmüştür.
Teknenin kaburgası tamamlandıktan sonra dış sargının yapımına geçilir.
Kalafat işlemi, inşa edilen her yeni
tekneye uygulandığı gibi bakıma alınan teknelere de tatbik edilir. Kalafatlama
teknenin ömrünü uzatan bir işlemdir.
Kalafatlama işleminin de tamamlanması ile
ilk kat boya yapılır ve macun çekilir, daha sonra ikinci kat boya vurulur.
Ayrıca su kesiminin altına kurt vurmaması için zehirli boya sürülür.
Ustalar inşa ettikleri her tekne için (iyi
bakılması şartıyla) yirmi, yirmi beş yıl ömür biçmektedir (s. 76).
Yörede yapımı tamamlanan bir deniz
taşıtının suya indirilmesi “denize atmak” ya da “suya atmak” deyimleriyle ifade
edilir.
Tekne yağlanan felekler ve kızaklar
üzerinde ipler ve makaralar yardımıyla yavaş yavaş kaydırılarak denize
indirilmekte ve yüzdürülmektedir.
İnşa edilen bir teknenin suya indirilmesi
sırasında bir adak kurban kesilmesi bugün Karadeniz sahillerinde yaşatılan
canlı ritüellerden birisidir.
…teknenin suya indirilmesi sırasında gerçekleştirilen
uygulamalardan birisi de ustaların bahşiş almalarıdır (s. 78).
…nazarlıklar denizcilik ve deniz taşıtları
söz konusu olduğu zaman da karşımıza çıkar (s. 80).
---
Davulcu, Mahmut (2015), “Günümüzde Karadeniz Bölgesinde Ahşap Tekne
Yapımcılığı,” Uluslararası Karadeniz Havzası Halk Bilimi Araştırmaları
Dergisi, 2, (s. 53-91)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder