Arzu
Aydın Aksoy - Giresun Zeytinlik Mevkii Kentsel Sit Alanı Üzerine bir
Araştırma
Tarihi yapı ya da yapı topluluklarının en
önemli sosyolojik özelliklerinden birisi de, geçmişi hatırlatan ve tarihin
belli bir kesimine tanıklık eden belgeler niteliğinde olmalarıdır (s. 10).
Toplumlar tarihi süreç içinde kültürel
birikimlerine sahip çıkarak gelişmektedirler. Kültür bağlarının kopması,
yabancı kültürlerin benimsenmesine ve toplumsal karakterin yitirilmesine neden
olmaktadır (s. 11).
Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Kapsamı:
• belirli bir dönemin sosyal ya da
ekonomik, tarihinin önemli bir belgesi niteliğini taşıyan, çağın sosyal ve
kültürel özelliklerini gösteren yapılar ve alanlar,
• tarihi bir olayla ya da kişiyle doğrudan
ilişkili yapılar ve alanlar,
• teknolojik gelişmelerin ve yeniliklerin
ilk örnekleri,
• özel mimari bir stilin ya da planlama
türünün önemli örnekleri,
• ulusal ve yerel mimari özellikleri
yansıtan örnekler,
• bulunduğu yeri, kenti, kasabayı
simgeleyen yapılar ve alanlar,
• tek başlarına önemli özellikleri olmayan
ancak bir araya gelişleri nedeniyle çoğunluğun beğenisini kazanan, görünüm
değeri olan yapılar ve alanlar,
• işlevsel, ekonomik ve siyasal değeri olan
yapılar ve alanlar (s. 16).
Tarihsel
Gelişim
Giresun kentinin tarihi son tunç çağına
kadar uzanmaktadır. Kent, bu dönemde Hitit İmparatorluğu’na bağlı bir devlet
olan Azzi ülkesinin sınırlan içinde kalmıştır (s. 44).
MÖ. 1100’lerde Hitit İmparatorluğu’nun
yıkılmasıyla kurulan Frigya konfederasyonuna bağlı kalmıştır
Kimmer ve İskit alanlarıyla Frigya
Devleti’nin de son bulması sonucu, Giresun’a Miletoslular yerleşmiştir.
MÖ. 500’lerde tüm Anadolu’yu egemenliği
altında bulunduran Pers İmparatorluğu’na bağlanmıştır.
M.Ö. II. yüzyılda Pontos egemenliği altına
giren kent, Pontos kralı I. Famakes’ten ötürü Famakeia adını almıştır.
Uzun süre Roma İmparatorluğu’nda kalan kent
(…)Haçlı ordusunun Bizans’ı işgal etmesinden sonra Trabzon’a kaçan imparator
Aleksios Kommenos’un orada Trabzon Rum İmparatorluğu’nu kurması ile Giresun da
bu devletin şuurları içinde kalmıştır.
XI. yüzyıldan sonra kentin bulunduğu
bölgeye Türkler birçok kez akın yapmasına rağmen, kenti ancak Selçuklu
beylerinden Süleyman Bey ele geçirebilmiştir (1381).
Giresun’un Osmanlı egemenliğine kesin
olarak geçmesi Fatih Sultan Mehmed zamanında gerçekleşmiştir (1461).
XVII. yüzyılda Celali Ayaklanmaları Giresun
ve çevresinde de etkili olmuştur.
M.Ö. 1460-1200 Son Tunç Çağı, Büyük Hitit
İmparatorluğu dönemi,
Azzi ve Hayaşalar
M.Ö. 1200-670 Frig- Muşki Toplulukları
dönemi
M.Ö. 670-546 Miletoslular dönemi
M.Ö. 546-332 Persler dönemi
M.Ö. 332-323 Birinci Kapadokya Krallığı
dönemi
M.Ö. 323-301 MakedonyalIlar dönemi
M.Ö. 301-66 Pontos Krallığı dönemi
M.Ö. 66-M.S. 1204 Roma-Bizans dönemi
1204 Giresun’un Trabzon Rum
İmparatorluğu’na bağlanması
1348 Cenevizliler’in Giresun’u
yağmalamaları
1381 Hacı Emiroğlu Süleyman Bey’in Giresun
Kenti’ni ele geçirmesi
1398 Yıldırım Bayezid’in Giresun yöresini
Osmanlı yönetimine bağlaması
1402 Timur’un Giresun’u Hacı Emiroğulları
Beyliği’ne geri vermesi
1461 Fatih Sultan Mehmed’in Giresun’u kesin
olarak Osmanlı yönetimine bağlaması
1461-1923 Osmanlı İmparatorluğu Dönemi
1923 Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (s. 46)
Giresun kentinde toprakların çok engebeli
olması nedeniyle tanına elverişli alanlar sınırlıdır. Kentin sanayisinin temel
ürünü fındıktır. Fındıktan başka kentte mısır, buğday, arpa, çavdar, tütün,
şeker pancarı, patates ve çay ekimi, elma, armut, kiraz, ceviz ve üzüm gibi
meyvelerin de üretimi yapılmaktadır. Hayvancılık ise kent ekonomisinde ayrı bir
yer tutmaktadır. Sığır, koyun, keçi gibi küçük ve büyükbaş hayvancılığın yanı sıra
balıkçılık da kentin önemli geçim kaynaklan arasında yer almaktadır (s. 48).
Kentin en önemli maden yatağı, başta Espiye
olmak üzere kıyı dağları kesiminde bulunan bakır yataklarıdır.
XVI. yüzyılın ilk yarısında Çepni Nahiyesi
sınırları içinde kalan kentin, bir kale ile kale dışındaki bir yerleşmeden
ibaret olduğu bilinmektedir (s. 49).
XIX.
yüzyılın sonlarına doğru kent nüfusu (s.
54)
Yıllar
|
Müslüman
|
Gayrimüslim
|
Toplam
|
1869
|
6809
|
2991
|
9800
|
1878
|
7314
|
2090
|
9404
|
Kentin fındık üretiminin de başladığı XIX.
yüzyılın sonu ile XX. yüzyılın başlarına tarihlenen Zeytinlik Mahallesindeki tarihi
evler, yapıldıkları dönemin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını
yansıtmaktadırlar. Çoğunlukla yığma taş veya ahşap-kâgir tekniğinde bodrum
üzeri iki kat olarak inşa edilmişlerdir (s. 62).
…bölge, tarihi ve mimari değerleriyle I.
derece kentsel sit alanı kapsamında korunmaya değer bulunmuştur.
Sokaktan tek girişi olan evlerde, ön cephe
sokak sınırı üzerindedir ve giriş sadece bu cepheden sağlanmaktadır. Burada ev
ya bahçeli ya da bahçesizdir (s. 98).
Bahçeden tek girişi olan evlerde, evin
yüksek bahçe duvarı üzerinde bulunan sokak kapısıyla birkaç basamak aşağı
kottaki bahçeye ve oradan da eve girilir.
Girişleri merdivenli olan bu evler
genellikle bodrum katlıdır ve bodrum katın ışık alabilmesi amacıyla da zemin
kat yükseltilmiştir (s. 99).
Zeytinlik Mevkii’ndeki tarihi evlerin bir
bolümü zemin+üst kat, diğerleri ise bodrum üzeri iki kat olarak inşa
edilmişlerdir. Evlerin zemin katına (giriş katı) ya direk bahçe kotundan ya da
merdivenle çıkılan bir sahanlıktan girilir. Bodrum katı olan tüm örneklerde,
bodrum kata giriş bahçedendir.
Yaşama katı olarak adlandırılabilecek olan giriş
katta, giriş sofası, oturma odası ve misafir odası olarak kullanılan odalar,
mutfak, banyo ve wc bulunur.
Evlerin üst katları sadece yatak odası katı
olarak kullanılmaktadır (s. 107).
Evlerin hiçbirisinde çatı katı yoktur.
Yapım
sistemi ve malzeme özellikleri
Kâgir
Evler: Her katı yığma sistemde taş
malzeme ile inşa edilmiş olan evlerdir.
Temelden üst kata kadar tüm duvarlar
taştır.
Yarı Kâgir
Evler: Alt katı yığma sistemde ve
taş malzeme ile üst katı ise ahşap iskelet sistemde inşa edilmiş olan evlerdir.
Taş malzeme olarak Giresun ve çevresinde
bol miktarda bulunan karataş kullanılırken, ahşap malzeme olarak da başta
kestane ve gürgen olmak üzere, kayın, ladin ve çam kullanılmıştır (s. 136).
Tarihi evlerde ahşap iskeletin üzeri
mutlaka kaplandığı için, dolgu elamanı olarak çok çeşitli malzemeler (en çok
taş) kullanılmıştır.
Sadece Giresun yöresine ait olan ve “şima”
adı verilen ve bir çeşit horosan’a benzeyen harç da, taşları birbirine
tutturmada ve bağlamada kullanılmıştır. Ayrıca taşlar birbirine demir kancalarla
bağlanıp, taşa giren kanca dipleri kurşunla doldurulmuştur (s. 137).
Ahşap iskelet sistemin sağlamlaştırılması
için, doldurulmasının yanı sıra dış etkenlere karşı dayanıldı olması için
kaplanması da gerekmektedir. Ancak “bağdadi” adı verilen sistemde, ahşap
iskeletin arasının doldurulması gerekmez. İskelet her iki taraftan sık
çıtalarla kaplanıp sıvanır. Taş yapılarda iç duvarlar, ahşap iskeletli yapılar
m tümünde de üst kat ve iç duvarlar bağdadi sistemle kaplanmış ve sıvanmıştır.
Duvarların kaplama malzemesi olarak kullanılan sıva çoğunlukla çamur ve alçı
ile yapılmaktadır (s. 138).
…tarihi evlerin hemen tümü kırma çatılıdır
ve bazı evlerde çatıda küçük bir ışıklık vardır. Kaplama malzemesi çoğu evde
alaturka kiremit kullanılırken, bazılarında çatı marsilya tipi kiremitle
kaplanmıştır (s. 142).
Evlerin mutfaklarında oldukça özenli bir
şekilde yapılmış büyük ocaklar vardır.
Sobalar suvarın içerisine yerleştirilmekte
ve bir tarafı odadan bir tarafı da sofadan olmak üzere çift yönlü olarak kullanılmaktadır.
Bu şekilde hem odayı hem de sofayı ısıtan ve yörede “Rum
Sobası” olarak adlandırılan sobalar, birden fazla mekânı ısıttığı için,
bir tür kalorifer niteliğindedir (s. 154).
---
Aksoy, Arzu Aydın. (2002), Giresun Zeytinlik Mevkii Kentsel Sit Alanı
Üzerine bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi,
Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil