Mehmet
Akif Korkmaz - Eski Türk Tarihi ve Coğrafyasının Sürekliliğinde Giresun
Yöresi ve Bostanlı Köyü'nde Yer-Su Kutsalları
…yazıda Bulancak
İlçesi Bostanlı Köyü ve çevresinin folklorunda yer-su kutsallarının sözlü
kültür ürünlerine yansımaları incelenmektedir.
Bulancak, Pazarsuyu Deresi havzasının
sonundaki düzlükte kurulmuştur. Pazarsuyu, birçok dereden örülmüş bir saç
örgüsü biçiminde toplanır ve eskiden çeltik üretimi yapılmış bir düzlükte
denize kavuşur.
Sahilden başlayarak yörede kavak denen ulu
çınarların, yeşil düzlüklerin arasından ve taşkınların oluşturduğu adacıkların
etrafından kıvrılarak denize ulaştığında Pazarsuyu genellikle bulanıktır.
Bu akarsu bölge coğrafyasında ana
unsurlardandır.
Asya Hunları, Köktürkler ve Uygurlar
ilkbaharda mevsim törenleri düzenler, kutsallara kurbanlar sunarlardı.
Eski Türklerde nehir kaynakları, onların
birleştiği veya döküldüğü yerler; nehir adacıkları kutsal yerlerdendir.
Aksu ve Karagöl gibi diğer birçok yer ve su
adları, bunları kutsal temele dayalı adlandırma gelenekleri kültür süreğini
gösterirler.
Yerleşik hayat, eski Türklerde coğrafya ile
ekonomi kurallarına göre şekillenmiştir. Hunların, Köktürklerin ve Uygurların
yılın mevsimlerine göre düzenlenmiş sosyal ve ekonomik hayatları bunun bir
göstergesidir. Hayvancılık çalışma hayatının temeliydi. Buna bağlı bir yaşam
tarzı olan yaylacılık, bugün de küçük ölçüde devam etmektedir.
Bostanlı Köyünde eski ve yaşayan âdetlerden
biri de yaylaya çıkıldığında belli mekânları ziyaret etmektir. Ya bir çeşme ya
bir göl ya da bir tepe ziyaret edilir, orada bir süre konaklanır. Bu eğlenme ve
dinlenme biçimi bugünkü bakışla bir anlam taşımaz.
Yaylaya yapılan gezintiler, muhakkak oranın
etinden yemek ve sularından içmekle tamam olur.
Aygır Gölü adlandırması ve göl hakkında
anlatılan şöyle bir olay var: Burada gölün içinden çıkan aygır bir at varmış.
Suyun içinden çıkar, kenarda otlar; çevreden gelen diğer atlarla çiftleşirmiş. İnsanlara
görünmediği gibi onu yakalamak da mümkün değilmiş. Bu sebepten gölün adı Aygır
Gölü kalmış.
Bektaş Yaylasında kutsal bir mesire yeri olarak kullanılan Yürücek Tepesindeki
su kaynağının hikâyesi
şöyledir: “Yürücekte
kâfirlerle savaşan Hz. Ali Atamız çok susamış. Kırın yüzünde hiç su yokmuş. Üç
defa besmele çekerek elindeki kılıcı oradaki bir taşa çalar. Üçüncüsünde taştan
su fışkırır. Savaştaki kâfirlerin kellesi hâlâ orada çukur bir yerde taş
kesilmiş olarak durur.”
Aksu Deresi ağzında yapılan şenlik Rumî 7
Mayıs’ta kutlandığı için halk Mayıs
Yedisi veya kısaca Yedi der. Mayıs Yedisi, artık Aksu
şenlikleri diye anılır olmuş ve 19 Mayıs kutlamalarının hemen peşinden başlanan
birkaç günlük programa dönüşmüştür.
Suya girmek, dereye yedi çift bir tek taş
atmak, sacayağından geçmek kötülüklerden arındırır, dilekler kabul olur.
Fakat resmî tören ve protokol uygulaması,
merasimlerin farklı alanlara kaydırılması gibi düzenlemeler(!), Mayıs Yedisini
bir şehir festivaline dönüştürmektedir.
Ayrıca bu kutlamalarda hiçbir yöresel müzisyen ve grup yer almamaktadır. Halk
oyunları ekipleri olsun müzisyenler olsun kurumsallaşmış yapılardan seçilmekte
ve bunlar öne çıkarılmaktadır.
Akarsular eskiden beri türkülere konu olmuştur.(Bu
yörede de) yer-su-insan konulu birçok türküden günümüze kadar gelmiş olanlar
vardır.
Eşref (Giresun Üstünde Vapur Bağrıyor),
Eminem (Adaköy Deresi), Micanoğlu ve Dere Boyu Kavaklar (Oy Giresun Bulancak)
gibi…
Dere boyu kavaklar
Açtı yeşil yapraklar
Ben yârime doymadım
Doysun kara topraklar
Oy Giresun Bulancak
Bu işler ne olacak
Verin benim yârimi
Vallahi kan olacak
Hikâyesinin bilinmesi, türküyü
söyleyenlerin o olayı yaşamış gibi olmalarına, onu içselleştirmelerine kolaylık
sağlıyor. Aynı durum dinleyenler için de söz konusudur.
Bu coğrafyanın her tarafında olduğu gibi
sözlü ürünlerinde ve mevsim törenlerinde Türk kültürüne ait bir süreklilik,
takip edilebilir şekilde açıktır.
---
Korkmaz, M. Akif. (2005), “Eski Türk Tarihi ve Coğrafyasının
Sürekliliğinde Giresun Yöresi ve Bostanlı Köyü'nde Yer-Su Kutsalları,” Türk
Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi, Sayı: 34
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder