Yunus
Emre Aydın - 19. Yüzyılda Tirebolu Limanı
XVIII. yüzyılın sonları ve XIX. yüzyılda
Ruslar ve diğer Avrupa devletlerinin Karadeniz’de ticarete başlaması bölge
kentlerinin gelişimini hızlandırmıştır.
Tirebolu limanı iç kesimlere bağlanan
ulaşım ağı ile özellikle Gümüşhane yöresinden çıkarılan madenlerin taşınmasında
da önemli rol oynamıştır.
Tripolis, Hellen dilinde “Üçlü Kent” ve “Üç
Kentler Birliği” anlamına gelmektedir. Kent üç burun ve bunlar arasındaki iki
koy boyunca uzandığı için bu adla anılmıştır.
Tripolis adı ilk defa M.Ö. I. yüzyılda
Pliny’nin eserinde geçer (s. 484).
(Fatih döneminde) Osmanlı topraklarına
katılan Tirebolu Osmanlı döneminde XV. ve XVI. yüzyıllarda Zeamet-i Kürtün
içerisinde yer almış ve Trabzon sancağına bağlı bir kaza şeklinde teşkilatlanmıştır.
XV. ve XVI. yüzyıllarda bölge halkı
denizcilik ve ziraat ile geçiniyordu.
Tirebolu limanı, Gümüşhane’nin deniz ile bağlantısını
kurmaktaydı ve Gümüşhane yöresi maden bakımından çok zengindi. Özellikle Çoruh
ve Harşit ırmakları etrafındaki yerlerde altın, gümüş, çinko, demir ve kurşun
gibi madenler çıkarılmaktaydı (s. 487).
…çıkarılan madenlerin İstanbul’a sevkinde
Tirebolu ve Espiye limanları kullanılmaktaydı.
Tirebolu’ya bağlı köy statüsünde bulunan
Espiye ise iskelesi, madenleri ve tarıma uygun arazisiyle büyüyüp gelişmiştir.
Tirebolu limanında ticari faaliyetlerin
yanı sıra gemi inşa faaliyetleri de yürütülmekteydi (s. 488).
…bölgede önemli bir yer tutan balıkçılıktan
iyi gelir elde edilmekteydi ve Yunanistan ile Romanya’ya balık yağı ihraç
ediliyordu.
Trabzon Vilayet Salnamasine göre 1879 yılında
şehirde, 17.250 kıyye ceviz, 210.050 kıyye pirinç, 627.611 kıyye fındık, 251.100
kıyye fasulye, 156.020 kıyye mısır üretiminin yapıldığını görmekteyiz (Cilt
11).
Tirebolu’nun ithalat ürünleri ise şeker,
tahıl, un, kahve, tuz, deri, tütün gibi maddelerdi (s. 489).
---
Aydın, Yunus Emre. (2015), 19. Yüzyılda Tirebolu Limanı, Sosyal
Bilimler Araştırmaları Dergisi. Cilt: 5, Sayı: 12 (s. 483-495)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder