Elvan
Altan Ergut, Bilge İmamoğlu - Cumhuriyet'in
Mekanları Zamanları İnsanları - Notlar
Dipnot Yayınları, Ankara, 2010
Sunuş
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Tarihi Lisansüstü
Programı tarafından 'Doktora Araştırmaları' genel başlığı altında bir sempozyum
dizisi düzenlenmektedir. İlk toplantısı 1999 yılında 'Osmanlı'da Mekânlar/
Zamanlar/İnsanlar' alt başlığı ile gerçekleştirilen bu dizinin,1 29-30 Kasım
2001 tarihlerinde 'Cumhuriyet'in Mekânları/ Zamanlan/İnsanları' alt başlığı ile
gerçekleştirilen ikinci toplantısında yer alan sunuşları bu kitapta
derlenmiştir
Cumhuriyet'in Mekanları/Zamanlan/İnsanları: Mimarlık Tarihyazımı Üzerine
Bir Değerlendirme
Elvan Altan Ergut
Arkitekt-Mimar / Gerek çıkaranların meslek ortamındaki güçlü
varoluşları, gerekse uzun solukluluğu nedeniyle, bu dergi yirminci yüzyıl
mimarlığı araştırmalarında en sık başvurulan kaynak olmuştur.
"Türk mimarlığı" denince Sinan'dan sonra en çok
vurgulanan mimarın Sedad Hakki Eldem olduğunu tartışmasız olarak
söyleyebiliriz.
Eldem'in dışında geç Osmanlı ve erken Cumhuriyet
dönemlerinde en fazla üretimi yapmış olan Kemalettin Bey ve Vedad Bey hakkında
yapılmış çalışmaların öne çıktığını görüyoruz.
Öncelikli olarak biçim analizine ve biçimlere atfedilen
anlamlara dayanan bu kurgunun dayandığı ulusal/uluslararası ya da
geleneksel/modem ikilemleri, Türkiye'nin yirminci yüzyıl mimarlığı için
belirleyici kavramlar olarak karşımıza çıkarlar.
…
1930'lar: Türk Mimarisinde Erken Modemizm
İnci Aslanoğlu
1927 yılı erken Cumhuriyet mimarlığı için bir dönüm noktası
sayılabilir. Bu yıl yabancılara (bu arada mimarlara) Türkiye'de çalışma imkânı
tanıyan Teşvik-i Sanayi yasası çıkarılmış
Cumhuriyet ideolojisi topyekûn modernleşmeyi hedeflemiştir.
…Ankara'nın Cumhuriyetin çağdaşlık simgesi olarak diğer
kentlere örnek oluşturması düşüncesi bu projenin önemli bir aşamasıdır.
Cumhuriyet Türk evinin içini de etkiledi. . . 1920'lerin
neo-klasik möblelerinin yerini 1930'larda kübik köşeli möbleler almaya başladı.
1927'de Türk Yüksek Mimarlar Birliği'nin kurulması, 1931'de
1035 sayılı "Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanun’un çıkması, yaptıkları
ilk toplantı, yine aynı yıl Mimar dergisinin yayımına başlanması meslek için
önemli gelişmeler olmuştur.
Osmanlı Türkiyesi İle Cumhuriyet Türkiyesi'nin Anı(t)ları: Timsal ve Temsil
Üzerine Notlar
Alev Erkmen
Abide-i Hürriyet'i vareden süreç, 14 Nisan 1909 (1325) günü
Şişli'de, Kâğıthane tepesine bakan tepelik alanda düzenlenen büyük bir cenaze
töreniyle başlıyor.
Temelleri, Meşrutiyet ilanının ilk yıldönümünde (23 Temmuz
1910) atılan Abide'nin açılışı, iki yıl sonra aynı günde, yani Meşrutiyetin
üçüncü yılına girdiği 23 Temmuz 1911 (10 Temmuz 1327) günü yapılır
…bir anıt olmakla birlikte hem bir türbe, hem bir mescit,
hem de bir açık hava namazgâhı işlevlerini kendinde toplayan Abide-i
Hürriyet'in, bu nitelikleriyle ortamın geleneksel alışkanlıklarıyla kurulmuş
bir uzlaşmanın ürünü olduğu düşünülebilir.
Dönemin gazete ve dergilerinde, anıtın bir hürriyet ikonu
olarak sıklıkla gündeme getirildiğini, onunla ilgili haber ve fotoğrafların bir
tür rejim propagandası olarak lanse edildiğini izlemek şaşırtıcı değil. İlginç
olan, anıta' en yoğun ilginin mizah dergilerince gösterilmiş olması.
Abide-i Hürriyet'in yapımı, Hürriyet-i Ebediye tepesinin
kentin kamusal alanlarına eklenmesi kararından soyutlanamaz.
Sarayburnu Atatürk Anıtı, yüzyıl başında kamusal kullanıma
açılan Gülhane (Sarayburnu) Parkı için benzer bir rol yüklenir
Taksim Cumhuriyet Anıtı, mevcut tramvay yolunun
değiştirilmesi ve açık alanın genişletilmesi gibi değişikliler içeren yeni bir
meydan düzenlemesini gündeme getirir.
…
Bir Cumhuriyet Dönemi Tartışması, Meydan ya da Park? Kamusal Mekanın
Dönüşümü: Beyazıt Meydanı
Neşe Gurallar
Beyazıt'ın önemi, öncelikle, Bizans dönemi arkadlı cadde
Mese, Osmanlı dönemi Divanyolu olan kentin ana omurgası üzerinde yer almasından
kaynaklanır.
Tarihi Yarımada'nın adeta geometrik merkezinde yer alması
nedeniyle kentsel günlük yaşamın da merkezidir.
(Reşat Ekrem Koçu)
Meydanlar mitinglerin, büyük siyasi
nümayişlerin, ihtilallerin, on binlerce insanı toplayan duvarsız ve tavansız
salonlarıdır; onun içindir ki müstebit, despot idareler meydanları hiç
sevmemişlerdir, meydanları şenlendirme, güzelleştirme adı altında, havuzlarla
tarhlarla, ağaçlarla anzalandırmaya, mümkün olduğu kadar insan ayağının
basacağı sahasını daraltmaya çalışmışlardır.
…
Arşiv(sel) Mekan: Sultanahmet Meydanı ve Yakın Çevresi
Berin F. Gür
Bizans'ta Hippodrom, Osmanlı'da Atmeydanı ve daha sonra
Sultanahmet olarak adlandırılan alan, her dönemde merkezi otoritenin simgesel
mekânı olmuştur.
Hippodrom'un yapımı 196 yılına tarihlenir. Septimius Severus
tarafından başlatılan yapının 330'lu yıllarda Constantinus döneminde bittiği
kabul edilir.
Hippodrom, Osmanlı'da at oyunlarının, ciridin oynandığı,
yeniçerilerin talim yaptığı, saray düğünlerinin, merasimlerin, ayaklanmaların
ve mitinglerin yapıldığı yerdir.
Sultanahmet, söylemsel temsillerin yarattığı arşiv(sel) bir
mekan'dır. Başka bir deyişle, insan, mekân ve tarih ilişkisinin görsel olarak
belgelendiği, bu ilişki katmanlarının somutlaştığı bir yerdir.
…
Odunkapı Pazarından Sebze ve Meyve Hali'ne: Erken Cumhuriyet Dönemi'nde
İstanbul Keresteciler Rıhtımı'nın Mekansal Dönüşümü
Namık Erkal
Drungarious Kapısı Osmanlı döneminin Odun-kapısı'dır.
1453'te kentin Osmanlıların eline geçmesi ve kısa sürede
yeniden Doğu Akdeniz'in yönetsel ve ekonomik merkezi olmasıyla beraber, Surönü
Alanı Sirkeci-Unkapanı hattı, karşısında yer alan Galata rıhtımıyla ve
Üsküdar'la beraber, tamamen kentin iaşe rıhtımına dönüşmüştür.
Odun pazarı alanı gerçek anlamda Sultan Süleyman dönemi
kaynaklarından itibaren izlenebilmektedir.
Odunkapanı-Keresteciler Çarşısı alanında bir Sebze ve Meyve
Hali inşaatı, 1928-1938 yılları arasında İstanbul Birleşik İdare Reisi olarak
valilik ve belediye başkanlığı yapan Muhittin Üstündağ döneminde
gerçekleştirildi
…
İstanbul'u (yeniden) İnşa Etmek: 1937 Henri Prost Planı
İpek Akpınar
Fransız kent tasarımcısı Henri Prost (1874-1959), 1936'da
Atatürk tarafından Türkiye'ye davet edildi.
Kentin ilk master planını 1937'de teslim eden Prost,
işlevsel zonları "güzelleştirme" temasıyla birbirine bağlayan, görsel
açıdan güçlü bir yol şebekesinden oluşan bir tasarım önerir.
1950'deki genel seçimlerin ardından yerel seçimleri de büyük
bir zaferle kazanan Demokrat Parti tarafından Fransız tasarımcının görevine son
verilir.
1958'de Prost tekrar İstanbul'a davet edilir; görüşleri
alınır.
1950-1956 yıllan arasında, Prost Planı'nın revizyonu
"Türk uzmanlar"ca devam eder. Prost olmasa da, kentte 1937 planına
göre uygulama sürer
…
Cumhuriyet'e Geçişle Yeniden Kurgulanmış Olan Bir Kentsel Mekandaki Dönem
Özelliklerinin Değerlendirilmesi
Mine Hamamcıoğlu Turan
Mimar Kemalettin Caddesi, İzmir'in kent tarihi içinde önemli
bir yere sahiptir.
Liman kenti olmak yoğun ticaret aktivitesini oluşturmuştur.
Mimar Kemalettin Caddesi, doğu batı yönünde, denize dik
olarak uzanmaktadır.
Ondokuzuncu yüzyılda İzmir, doğu Akdeniz'in en- önemli
ticaret merkezi haline gelmiştir. Uzun mesafeli ticaretin yerini, İzmir bölgesinin
ziraî ürünlerini pazarlamak almış; buna bağlı olarak depo tipi hanlar, borsa ve
gümrük binaları inşa edilmiştir
İzmir'de 1930'lardan başlayarak, modernizm doğrultusunda
binalar tasarlanmaya çalışılmıştır.
Caddede Osmanlı döneminde görülen basit dükkân birimlerinin
Batılılaşma döneminde galerili zengin hacimlere dönüşmesi bir gelişim olarak
değerlendirilebilir.
Tarihî dönemlerde mekân hiyerarşisi sağlıkla ele alınmıştır.
Ancak çağdaş dönemde aynı başarıya ulaşılamamış
…
Erken Cumhuriyet Döneminin Önemli Bir Tanığı Olarak İzmir Fuarı
Yüksel Pöğün Zander
İlk örnekleri onsekizinci yüzyıl Avrupa'sında ortaya çıkan
ticaret fuarları, 1930'lar itibarı ile dünya çapında yaygınlaşmış
durumdadırlar.
İzmir'de Fuar'ın ilk tohumları, 1923'te İzmir İktisat Kongresi
vesilesi ile hazırlanan Yerli Mallar Sergisi ile atılmıştır.
1933 yılında ilki gerçekleştirilen İzmir Panayırı'nın amacı,
tüm ulusa genç Türkiye Cumhuriyetinin ekonomik olarak büyümekte olduğunu
göstermek ve ulusal platformda üretimin tanıtımını yapmaktır.
1922 yılında, Kurtuluş Savaşı'nın bitiminde, son kalan
düşman grupları İzmir'i terk ederken büyük bir yangın çıkmış ve dört gün
boyunca sürmüştür.
Fransız Danger Kardeşler, 1925 yılında bir imar planı
hazırlamışlardır
1935 yılı itibarı ile hâlâ moloz halinde olan alana İzmir
için yeşil bir kentsel mekân yapılması fikri, dönemin Belediyesi tarafından
uygun bulunmuştur.
1 Ocak 1935'te başlatılan çalışmalar sonucu, İzmir
Kültür-park 1 Ocak 1936'da halkın hizmetine açılmıştır
…
Mimarlık Tarih Yazımına Eleştirel Bakış: Cumhuriyetin Modem Kent Peyzajını
Okumak
Zeynep Uludağ
…aydınlanmanın başlangıçta, insanoğlunu akılcı düşünce
yoluyla özgürleştiren pozitif yanı, postmodernist tartışmada dünyayı anlamdan
yoksun bırakan ve insanoğlunu teknolojinin ve onun araçlarının tahakkümü altına
alan yönetsel gereçleri yaratması ile eleştirilir
…mimarlık tarihçilerinin ve sanat tarihçilerinin modern
tarih yazımı kuramlarıyla şimdiye kadar yapmış olduğu kategorik okuma toplumsal
bağlamdan kopuk, soyut modellerle çalışan bir okumaya dönüşmüştür.
Cumhuriyet öncesi Ankara'sında oldukça kısıtlı bir sosyal
hayat vardır. Rekreasyon alanları sadece bağ evleri, bahçeler ve yaylalarla
sınırlıdır.
Kentte kamusal alanlarda oluşacak birliktelikler, rutinler
ve etkileşimlerle toplumsal hayat yeniden yaratılmakta ve bir arada
tutulmaktadır.
…
Cumhuriyet' in İlk Yirmi Yılında Mimarlık Alanındaki Gelişmelerin Mekan ve
Mobilyaya Yansımaları
Şebnem Uzunarslan
…toplumsal değişim, büyük ölçüde ekonomik koşullara bağlı
olarak gerçekleşebilmiştir.
Cumhuriyet mimarlığının verdiği ilk örnekler "Birinci
Ulusal Mimarlık Akımı" olarak nitelenen Osmanlı mimarlığı etkisinde
gelişmiş; 1930'lara gelindiğinde ise dünyada da etkili olan
"modernizm" devletin çağdaşlaşma çabalarına paralel ideolojisi ile
mimarlığımızdaki yerini almıştır.
"Kübik mimari" tanımı içinde yer bulan bu yeni
modernist tutum, geçmişten kesin bir kopuşun ifadesi olarak kabul edilmiş;
dönem boyunca önce konut, sonra da kamu yapılarında uygulanmıştır.
İkinci Ulusal Mimarlık Dönemi'nin Türk mimarlığına etkileri
değerlendirildiğinde, gerçekleştirilen araştırmalar çok önemli bir yer
tutmaktadır. Bu eğilim özellikle tek aile evi tasarımlarında özgün bir çizgi
yakalamayı başarmıştır.
Osmanlı'nın batılılaşma hareketleri çerçevesinde batı
üslubunda yapılan Dolmabahçe ve Beylerbeyi saraylarında kullanılmaya başlayan
mobilya, yüzyılın sonlarına doğru özellikle İstanbul'da saray çevresindeki
konutların pek çoğunda mekânlara girmiş bulunmaktaydı
…
1930-1950 Dönemi Bursa'sının Korunması Gerekli Mimari Öğesi: Konut
Timur Kaprol
Bir kentin ticareti, kentin sosyal kimliğini ve tarihsel
gelişimini tanımlar
Cumhuriyet ile beraber hızlanan batılılaşma, toplumun en
küçük kurumu olan aile yapısının değişimini getirmiş; ataerkil aile
yaşantısından, çekirdek aileye dönüşüm mimariye yan-sımıştır.
Çalışma hayatının modernleşmesi, konutun pratik kullanımını
gerekli kılmıştır. Kadının çalışma hayatına girmesi, ev işlerine ayırdığı
zamanı kısıtlamış ve pratik kullanım ön plana çıkmıştır.
Cumhuriyet dönemi ile kentlerde başlayan hızlı yeni
yapılaşmada iç sofa daralıp koridora, orta sofa ise küçülüp sadece mekânlar
arası geçişi sağlayan hole dönüşmüştür
…
1950'li Yıllarda Ankara'da Konut: Modernleşme ve Demokratikleşmenin Konut
Sunumuna Yansımaları
Ali Cengizkan
…
Kimlik Arayışında Arkitekt Dergisinin Konut Söylemi ve Uygulamalar
Sıdıka Çetin
Arkitekt dergisinin mimarlığımızın kimlik arayışındaki rolü
tartışılacaktır.
Mimarlıkta kimlik tartışmalarına girildiğinde iki farklı
söylemin varlığı dikkat çekmektedir: Bunlardan ilki geçmişi yok sayan ve
geçmişle olan bağlarını koparmış modern tasarım anlayışı, İkincisi geleneksel
mimariyi çıkış noktası kabul eden tasarım anlayışıdır.
Arkitekt dergisindeki gelişmelere baktığımızda Türkiye'deki
siyasi yaklaşımların paralelinde, devrimlerin özüne uygun bir üslup arayışının
varlığı dikkat çekmektedir.
Türkiye'de 1930'lann sonları ile 1940'larda formalist bir
neo-klasik üslup etkili olmaya başlamıştır.
Zeki Sayar bu konuda "Resmi binaların milli ve resmi
bir mimarisi olmalıdır. Bir karakol, bir adliye binası temsil ettiği otoriteyi
ifade edecek bir mimaride olmalıdır" der
1950'lerin sonuna doğru / farklı biçimlenme özellikleri de
sergilemeye başlar
Eldem'e göre millî ve yerli bir mimari idealinin aşağıdaki
gibi formüle edilebileceğini söyler.
1- Memleket
insanına uygunluk,
2- Memleket
işçisine uygunluk,
3- Memleket
toprağına uygunluk
1950 ve 1960 döneminde yine bir modern mimarlık denemesi
yaşayan ülkemiz, bir süre daha bu arayışlar içinde gidip gelmiştir.
…
Bir Modernlik Arayışı: Ernst Egli ve Türkiye (1927-1940)
Oya Atalay Franck
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ülkeye davet edilen yabancı
mimarlardan Ernst Egli
Viyana'da doğup büyümüştür.
Uluslararası üne henüz kavuşmamış 34 yaşındaki Egli, yeni
kurulan cumhuriyet hükümetince Millî Eğitim Bakanlığı'nın başmimarı olarak
davet edilir
Egli, 1927'de Türkiye'ye geldiğinde, Kemalist Projenin ilk
aşaması ana hatlarıyla tamamlanmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra kültürel
yaşamın her kesiminde eskinin yerini yeni olanın almasına özel bir önem
verilmektedir.
Atatürk, Gazi Öğretmen Okulu'nun projesini Kemalettin
Bey'den alarak ona devreder.
Ülkede kaldığı uzun yıllar boyunca, Türk tarihinin çeşitli
dönemlerini - göçebe kabileler, Selçuklu, Osmanlı, ve hatta, Hitit ve Sümer
gibi Türklerden önceki Anadolu medeniyetlerinin kültürlerini - ayrıntılı bir
şekilde inceler.
…iki ayrı gelişim yolu tanımlar
Ahşap yapı tekniğine dayanarak gelişen ev, konak, köşk gibi
Egli'nin 'Pavilion' olarak adlandırdığı hafif yapılar
Taş yapı tekniğine dayanarak gelişen kubbeli-küp, Osmanlı
modülü Pavilion ve kubbeli küp Egli'ye göre Türk mekânsal düşüncesinin iki uç
noktasını oluşturuyordu. Ona göre, bu iki ucun arasındaki gerilim mimari
ifadeye özel bir zenginlik kazandırıyordu.
…
Erken Cumhuriyet Dönemi Yapılarını Koruma Sorunları
Ebru Omay Polat
…
Erken Dönem Cumhuriyet Mimarisinin İmparatorluk ve Cumhuriyet Devri
Çağdaşlaşma Çabalarının İlişkisi Bakımından İncelenmesi
Murat Gül
Cumhuriyet kadrolarının siyasi ve kültürel anlamda tavır
değişikliğine giriştikleri yıllardan itibaren Millî Mimari'nin de giderek terk
edilmeye başlandığını vurgulamak gerekir. Bu konuda önemli bir gösterge olarak
yaklaşık olarak 25 yıllık bir süre boyunca mimariye damgasını vurmuş olan Mimar
Kemalettin'in günümüzde mezarının yerinin bile bilinmemesini, kendisinin son
yıllarındaki gözden düşmüşlüğü ile ilişkilendirmek mümkündür.
…
Batılı Kapitalist/Sovyet Sosyalist Modernleşme Modellerinin Periferide
Yarattığı Dönüşümlerin Cumhuriyet Mimarlığının Biçimlenişine Etkileri
(Cumhuriyet'in İlk Devresi)
Özlem Arıtan
Batı merkezli kapitalist etkilerin yarattığı dönüşümler
kapsamında öne çıkan ilk gelişme 1923 İzmir İktisat Kongresi'dir. Bu Kongre'de
özel girişime öncelik veren, devlete ise düzenleyici olma görevi yükleyen bir
ekonomik politika benimsenir
Halk evleri / köy enstitüleri
…örnek insan yetiştirmeyi hedefleyen bir modeller…
…genel modernleşme izleği içinde batı merkezli kapitalizmin
izleri çok belirgindir, hep vurgulanır. Rasyonel, geometrik planlamalar
genellikle batı çıkışlıdır
…
Yerel Mimarlık Tarihlerinin Yazılma Yolları Üzerine Düşünceler
İlhan Tekeli
Bu tarih yazıcılığı mimarın özne olarak rolünü korumalıdır.
Bu tarih yazımı da estetik kaygılara önplanda yer
verecektir.
…yerelliği içten bilerek yazılan bir tarih olacaktır.
…yerelliğin özelliğinin evrensellik iddiasının gölgesinde
kaldığı bir biçimde yazılmayacaktır. Bir başka deyişle evrensellik iddiası
taşıyan yargıların, yerellik iddiası taşıyan yargılardan üstün olduğuna ilişkin
bir ön kabul yapılmayacaktır.
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder