Osman
Köse, Türkmen Töreli - Kürtün’de Çepni Türkmenleri ve Geleneksel Yayla Göçleri
…yılın belli mevsimlerinde göç etmek gerek
Orta Asya ve gerekse Orta Asya’nın dışında Türklerin geleneksel yaşam
biçimlerindendir.
Türklerin bu yaşam biçimi Anadolu’ya geldikten
sonra da devam etmiştir.
Bu makalede, Oğuzların bir kolu olan Çepni
Türklerinin yaşadıkları Kürtün ve çevresinden, Güvende yaylasına yapılan göçler
ele alınacaktır. Bu gün ilçe merkezi olan Kürtün’ün olduğu yerin eski adı
Uluköy’dür. 1991 yılında ilçe statüsü alan Kürtün, Uluköy’de kurulmuştur. Bu
gün baraj suları altında kalan eski Kürtün veya “Cayra” ise eski yerleşim
yerinden biraz daha yukarıya taşınarak “belde” statüsü ile Özkürtün adını
almıştır.
Karadeniz, M.Ö. III. Ve II. Binlere kadar
inen Türklerin yerleşim ve ilgi alanına sahiptir. Bu tarihlerde Oğuzların öncü
kolları olarak kabul edilen Kas ve Gutiler bölgeye gelmeye ve yerleşmeye
başlamışlardır (s. 905).
…savaşçı özelliklere sahip olan Çepnilerin,
sadece Karadeniz’in değil, Anadolu’nun fetih ve iskânında da büyük roller
oynadığı bilinmektedir.
15. ve 16. asır Osmanlı idari
yapılanmalarında Kürtün’den, Giresun ve Vakfıkebir’i içine alan bölgeye kadar
yayılan alana “vilayet-i Çepni” adı verilmektedir.
Çepni Türklerinin, İran üzerinden gelmeleri
sebebiyle, yaygın bir kesimin bu bölgede etkili olan Kızılbaş / Alevi kültürü
üzerinden İslam’ı tanıdıkları görülmektedir.
Hacı Bektaş Veli, müritlerinden Güvenç
Abdal’ı 13. asırda halife olarak Çepni Türklerinin yaşadığı Kürtün’e
göndermiştir. Güvenç Abdal’ın Kürtün’de uzun süre yaşadığı ve yörede büyük
etkiler bıraktığı bilinmektedir. Kürtün ve çevre köylerinin yaz aylarında
çıktığı yaylaların genel adı Güvenç Abdal’a izafeten Güvende’dir (s. 906-907).
16. asır Osmanlı kayıtlarında Kürtün kazasındaki
Çepnilerin “Kızılbaş sempatizanı” olduğundan bahsedilmektedir. Devletin aldığı
sıkı önlemlerin bir sonucu olarak, 1555 Amasya Antlaşması’ndan sonra buradaki
Kızılbaş Çepnilerin bir kısmı göç ederek İran taraflarına gitmişlerdir (s. 908).
1980’li yıllara kadar Kürtün’de yaylacılık
çok yaygındı. Fakat 1980’li yıllardan sonra, (…) şehir yaşamının cezbedici hale
gelmesiyle köyler hızla boşalmaya ve bunun sonucunda da yayla geleneği gittikçe
kaybolmaya başladı.
Uluköy, Orta Asya’dan İran yoluyla gelen
Çepnilerin ilk yerleştiği yerlerdendir. Uluköy adı da ilk Osmanlı kayıtlarında
yer almaktadır.
Uluköylüler yazın genelde Güvende yaylasına
göç etmektedirler (s. 910).
Yayla hazırlıkları, Abrul yani Nisan’dan
itibaren başlamaktadır.
At, katır ve eşeklerin uzun yollarda ayaklarının
pörsümemesi ve yaralanmaması için nal çakılırdı.
Nal, nal mıhı, yular, kolan, eğer, heybe,
semer, zil, çan, kelek gibi şeyler bu dönemde en çok satılanlar arasındaydı.
Yol üzerinde olan Köprübaşı, sahil- Gümüşhane
yolu üzerinde mola yeri olarak görülüyordu. Buranın meşhur esnafları vardı.
Babadan oğula geçen ve hala devam eden bir geleneği oluşturan Kiziroğulları,
Cinoğulları, Ustaoğulları gibi aileler yörenin köklü esnaflarıydı (s. 914).
Sahil yörelerine varıncaya kadar çok geniş
alanda kullanım alanına sahip olan bu el yapımı mamul ürünler, Güvende
pazarında çok alıcı buluyordu.
Bununla beraber, 1980’lere kadar Kürtün ve
yöresinde neredeyse her evde yapılan tabancalar da yaylada yapılan ve üretilen
ayrı bir üründü.
Demirden yapılan tabanca ve ağaçtan yapılan
mamul ürünlerin satış yeri ve pazarı Güvende’ydi. Güvende’nin pazarı Cuma
günüydü (s. 919).
Temmuz aylarının sonlarında “otgöçü” haftası
adı altında eğlenceler yapılıyordu. Ot göçü haftası, artık yayla zamanının sona
ermek üzere olduğunun habercisiydi.
---
Köse, Osman ve Töreli, Türkmen. (2017), “Kürtün’de Çepni Türkmenleri ve Geleneksel
Yayla Göçleri,” Geçmişten Günümüze Göç,
Ed. Osman Köse, Canik Belediyesi Kültür Yayınları, Cilt: 2, (s. 905-926),
Samsun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder