19 Mart 2018 Pazartesi

Kürtün’de Çepni Türkmenleri ve Geleneksel Yayla Göçleri


Osman Köse, Türkmen Töreli - Kürtün’de Çepni Türkmenleri ve Geleneksel Yayla Göçleri

…yılın belli mevsimlerinde göç etmek gerek Orta Asya ve gerekse Orta Asya’nın dışında Türklerin geleneksel yaşam biçimlerindendir.
Türklerin bu yaşam biçimi Anadolu’ya geldikten sonra da devam etmiştir.
Bu makalede, Oğuzların bir kolu olan Çepni Türklerinin yaşadıkları Kürtün ve çevresinden, Güvende yaylasına yapılan göçler ele alınacaktır. Bu gün ilçe merkezi olan Kürtün’ün olduğu yerin eski adı Uluköy’dür. 1991 yılında ilçe statüsü alan Kürtün, Uluköy’de kurulmuştur. Bu gün baraj suları altında kalan eski Kürtün veya “Cayra” ise eski yerleşim yerinden biraz daha yukarıya taşınarak “belde” statüsü ile Özkürtün adını almıştır.

Karadeniz, M.Ö. III. Ve II. Binlere kadar inen Türklerin yerleşim ve ilgi alanına sahiptir. Bu tarihlerde Oğuzların öncü kolları olarak kabul edilen Kas ve Gutiler bölgeye gelmeye ve yerleşmeye başlamışlardır (s. 905).

…savaşçı özelliklere sahip olan Çepnilerin, sadece Karadeniz’in değil, Anadolu’nun fetih ve iskânında da büyük roller oynadığı bilinmektedir.

15. ve 16. asır Osmanlı idari yapılanmalarında Kürtün’den, Giresun ve Vakfıkebir’i içine alan bölgeye kadar yayılan alana “vilayet-i Çepni” adı verilmektedir.
Çepni Türklerinin, İran üzerinden gelmeleri sebebiyle, yaygın bir kesimin bu bölgede etkili olan Kızılbaş / Alevi kültürü üzerinden İslam’ı tanıdıkları görülmektedir.

Hacı Bektaş Veli, müritlerinden Güvenç Abdal’ı 13. asırda halife olarak Çepni Türklerinin yaşadığı Kürtün’e göndermiştir. Güvenç Abdal’ın Kürtün’de uzun süre yaşadığı ve yörede büyük etkiler bıraktığı bilinmektedir. Kürtün ve çevre köylerinin yaz aylarında çıktığı yaylaların genel adı Güvenç Abdal’a izafeten Güvende’dir (s. 906-907).

16. asır Osmanlı kayıtlarında Kürtün kazasındaki Çepnilerin “Kızılbaş sempatizanı” olduğundan bahsedilmektedir. Devletin aldığı sıkı önlemlerin bir sonucu olarak, 1555 Amasya Antlaşması’ndan sonra buradaki Kızılbaş Çepnilerin bir kısmı göç ederek İran taraflarına gitmişlerdir (s. 908).

1980’li yıllara kadar Kürtün’de yaylacılık çok yaygındı. Fakat 1980’li yıllardan sonra, (…) şehir yaşamının cezbedici hale gelmesiyle köyler hızla boşalmaya ve bunun sonucunda da yayla geleneği gittikçe kaybolmaya başladı.

Uluköy, Orta Asya’dan İran yoluyla gelen Çepnilerin ilk yerleştiği yerlerdendir. Uluköy adı da ilk Osmanlı kayıtlarında yer almaktadır.
Uluköylüler yazın genelde Güvende yaylasına göç etmektedirler (s. 910).

Yayla hazırlıkları, Abrul yani Nisan’dan itibaren başlamaktadır.
At, katır ve eşeklerin uzun yollarda ayaklarının pörsümemesi ve yaralanmaması için nal çakılırdı.
Nal, nal mıhı, yular, kolan, eğer, heybe, semer, zil, çan, kelek gibi şeyler bu dönemde en çok satılanlar arasındaydı.
Yol üzerinde olan Köprübaşı, sahil- Gümüşhane yolu üzerinde mola yeri olarak görülüyordu. Buranın meşhur esnafları vardı. Babadan oğula geçen ve hala devam eden bir geleneği oluşturan Kiziroğulları, Cinoğulları, Ustaoğulları gibi aileler yörenin köklü esnaflarıydı (s. 914).

Sahil yörelerine varıncaya kadar çok geniş alanda kullanım alanına sahip olan bu el yapımı mamul ürünler, Güvende pazarında çok alıcı buluyordu.
Bununla beraber, 1980’lere kadar Kürtün ve yöresinde neredeyse her evde yapılan tabancalar da yaylada yapılan ve üretilen ayrı bir üründü.
Demirden yapılan tabanca ve ağaçtan yapılan mamul ürünlerin satış yeri ve pazarı Güvende’ydi. Güvende’nin pazarı Cuma günüydü (s. 919).

Temmuz aylarının sonlarında “otgöçü” haftası adı altında eğlenceler yapılıyordu. Ot göçü haftası, artık yayla zamanının sona ermek üzere olduğunun habercisiydi.

---
Köse, Osman ve Töreli, Türkmen. (2017), “Kürtün’de Çepni Türkmenleri ve Geleneksel Yayla Göçleri,” Geçmişten Günümüze Göç, Ed. Osman Köse, Canik Belediyesi Kültür Yayınları, Cilt: 2, (s. 905-926), Samsun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder