19 Mart 2018 Pazartesi

Süleyman Kazmaz - Çayeli’nde Küçük Sanat Hayatı Taşçılık ve Sepetçilik


Süleyman Kazmaz - Çayeli’nde Küçük Sanat Hayatı Taşçılık ve Sepetçilik

Taşçılık, betonarme döneminden önce yapıcılık alanında uygulanan bir küçük sanat dalıdır.
Çayeli’nin doğusunda, büyüktaşhane, küçüktaşhane ve Kesmetaş mahallesinde taş ocakları vardır.
Buralardan çıkarılan taşlardan başlıca kapı ve pencere kenarları, fırınların üstlerindeki ve içlerindeki taşlar ve ekmek pişirmede kullanılan pleki yapılırdı.
Büyüktaşhane’den alman taşlar sert olduğundan kapı ve pencere kenarlarında, fırınlarda ve pleki üretiminde kullanılır. Buna karşılık, kesmetaş mahallesinden çıkarılan taşlar yumuşak olduğundan (…) daha çok pleki üretimine yarar.

Çayeli’nde birçok taşçı ustaları yetişmiştir: Mustafa Şişmanoğlu, Osman Palyaçoğlu ve Ruşen Kâmiloğlu gibi… (s. 947)

Osman ve Ruşen ustalar, 19 yüzyılın sonlarında taş ustasıydılar. Bu yörede pileki yapımı da yine bu ustaların zamanında başlamış. Kazmaz’ın anlattığına göre ustalar bu işi Aspetli bir ustadan öğrenip yapmaya başlamışlar.

Pleki, daha çok Kesmetaş deresinin iki tarafında, Büyüktaşhane ve Küçüktaşhane’de bulunan mağaralardan çıkarılan taşlardan üretilir (s. 948).

Taşocağında, önce, külünkle kayanın etrafı belirtilir. Bu işlem plekinin büyüklüğüne, küçüklüğüne göre, pergelle çizilme suretiyle ve göz kararıyla yapılır. Sonra, arkası kazılarak kaya koparılır,
…plekinin hammaddesi olan taşa kopidi denir.
…içi külünkle oyulur, kazmayla iç ve dış kısımları düzeltilir. Böylece külünk, kazma ve pergel kullanılmak suretiyle plekinin yapımı tamamlanır.

Plekinin büyüklüğünü anlatmak için ölçü olarak kot kullanılır. Bir kot mısırdan yapılan ekmeği alan plekiye bir kotluk denir.
Kesmetaş mahallesinde yapılan plekiler çevreye ve Rusya’ya gönderilirdi (s. 949).

Hamsitaşı: Hamsi pişirmek için kullanılan hamsi taşının bir tarafında topuk, öbür tarafında da delik vardır. Topuk, bir uçtaki düz kısım olup taşın dik durmasını, delik de hamsinin suyunun çıkmasını sağlar.
Hamsitaşı önce ateşte kızdırılır, sonra içerisine karayemiş yaprağı serilir, yaprağın üzerine hamsi dizilir, üstüne de tekrar karayemiş yaprağı, kül ve ateş konur. Karayemiş yaprağı hamsiye lezzet verir.
Hamsitaşı Pazar’a, Arhavi’ye, Seferberlik’ten önce Rusya’ya gönderilirdi

Hamsi Küpü: gövdesi ve ağzı yuvarlak olur, iki tarafı sivri demirle yontulur, içerisi demir küsküyle delinir; küpün yüksekliği dışardan 43, içerden 36; ağzının genişliği 18, dış-gövde çevresi 135 santimdir (s. 950).
Hamsi küpüne tuzlanmış hamsi konur.

Kapı ve pencere taşlan lâğım atmak suretiyle ocaktan alınır, külünkle yontulur. Boyutlarına göre önce büyük taşlar demir çiviyle yarılır. Külünkle, maçayla düzeltilir. Taş yontmak için külünk, gönye, tarak, dişli ve mastar kullanılır; külünkle yontulan taşın kenarları tarakla düzeltilir. Bunun için tahta mastar kullanılır. Dişliyle yüzler düzeltilir. İki köşe arası mastarla düzgün hâle getirilir; gönyeyle kenarlar düzeltilir. Kapı ve pencerede kullanılan taşlara yontma taş denir. Kapılardaki dik taşlara direk, baştaki, üstteki taşa kapıbaşı, alttakine de kapı taban denir.
Bu taşların yapımı 1930’lu yıllarda sona erdi (s. 951).

Helâların evlerin dışında yapılması şöyle bir düşünceye dayandırılır: Helâ olan evde namaz olmaz (s. 954).

Sepetçilik
Sepetçilik, Çayeli’ne, (…) 200 yıl kadar önce Çamlıhemşin’den ve Büyükdere’nin yukarı kısmındaki köylerden gelmiştir.
…sepetçilik bir aile sanatıdır (965),

Çubuğun bölünmesi ve soyulması işi bıçakla yapılır.
Sepet üretiminde kullanılan fındık çubuğuna kondak denir.
…fındık çubuğunun ucuna yakın kısmı bıçakla kertilir, çubuk aynı yerden dizde bükülür, bu sayede kertilen yerden çatlayan parça kolayca alınır çubuktan.
Şeritler çıkarıldıktan sonra fındık çubuğunun ortasında kalan yuvarlak kısma istami denir.
…sepet yukarıdan aşağıya daraltılmak suretiyle örülür. Sepetin ağzı, sağlamlaştırmak amacıyla, iki fındık çubuğuyla sarılır. Bu işleme marelleme denir.
Örme işi bittikten sonra sepete ip takılır, iplerin uçlan topuklara bağlanır,

Çay sepetleri büyüktür; sırta alınır. Gübre sepetleri de sırtta taşınır, ancak daha küçük olur. Bu değişiklik çay yaprağının fazla yer kaplamasına karşılık hafif, gübrenin ise hacminin küçük, ağırlığının fazla olmasından kaynaklanır (s. 968).

Kuviça, küçük bir sepet niteliğindedir. Üstünde yuvarlak bir sapı vardır.
Tiyeter, küçük, fakat uzun bir sepettir.
Çehter, sepetin büyüğüdür; gözleri geniştir. İstamileri kalın, tomeçleri ince olur.
Karnalı, kolda taşınır. Çeşitli boylan vardır.

---
Kazmaz, Süleyman. (2002), “Çayeli’nde Küçük Sanat Hayatı Taşçılık ve Sepetçilik,” Erdem Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 36, (s. 947-973)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder