Süleyman
Kazmaz - Çayeli’nde Küçük Sanat Hayatı Taşçılık ve Sepetçilik
Taşçılık, betonarme döneminden önce yapıcılık
alanında uygulanan bir küçük sanat dalıdır.
Çayeli’nin doğusunda, büyüktaşhane,
küçüktaşhane ve Kesmetaş mahallesinde taş ocakları vardır.
Buralardan çıkarılan taşlardan başlıca kapı
ve pencere kenarları, fırınların üstlerindeki ve içlerindeki taşlar ve ekmek
pişirmede kullanılan pleki yapılırdı.
Büyüktaşhane’den alman taşlar sert olduğundan
kapı ve pencere kenarlarında, fırınlarda ve pleki üretiminde kullanılır. Buna
karşılık, kesmetaş mahallesinden çıkarılan taşlar yumuşak olduğundan (…) daha
çok pleki üretimine yarar.
Çayeli’nde birçok taşçı ustaları yetişmiştir:
Mustafa Şişmanoğlu, Osman Palyaçoğlu ve Ruşen Kâmiloğlu gibi… (s. 947)
Osman ve Ruşen ustalar, 19 yüzyılın
sonlarında taş ustasıydılar. Bu yörede pileki yapımı da yine bu ustaların
zamanında başlamış. Kazmaz’ın anlattığına göre ustalar bu işi Aspetli bir
ustadan öğrenip yapmaya başlamışlar.
Pleki, daha çok Kesmetaş deresinin iki
tarafında, Büyüktaşhane ve Küçüktaşhane’de bulunan mağaralardan çıkarılan
taşlardan üretilir (s. 948).
Taşocağında, önce, külünkle kayanın etrafı
belirtilir. Bu işlem plekinin büyüklüğüne, küçüklüğüne göre, pergelle çizilme
suretiyle ve göz kararıyla yapılır. Sonra, arkası kazılarak kaya koparılır,
…plekinin hammaddesi olan taşa kopidi denir.
…içi külünkle oyulur, kazmayla iç ve dış
kısımları düzeltilir. Böylece külünk, kazma ve pergel kullanılmak suretiyle
plekinin yapımı tamamlanır.
Plekinin büyüklüğünü anlatmak için ölçü
olarak kot kullanılır. Bir kot mısırdan yapılan ekmeği alan plekiye bir kotluk
denir.
Kesmetaş mahallesinde yapılan plekiler
çevreye ve Rusya’ya gönderilirdi (s. 949).
Hamsitaşı: Hamsi pişirmek için kullanılan
hamsi taşının bir tarafında topuk, öbür tarafında da delik vardır. Topuk, bir
uçtaki düz kısım olup taşın dik durmasını, delik de hamsinin suyunun çıkmasını
sağlar.
Hamsitaşı önce ateşte kızdırılır, sonra
içerisine karayemiş yaprağı serilir, yaprağın üzerine hamsi dizilir, üstüne de
tekrar karayemiş yaprağı, kül ve ateş konur. Karayemiş yaprağı hamsiye lezzet
verir.
Hamsitaşı Pazar’a, Arhavi’ye, Seferberlik’ten
önce Rusya’ya gönderilirdi
Hamsi
Küpü: gövdesi
ve ağzı yuvarlak olur, iki tarafı sivri demirle yontulur, içerisi demir
küsküyle delinir; küpün yüksekliği dışardan 43, içerden 36; ağzının genişliği
18, dış-gövde çevresi 135 santimdir (s. 950).
Hamsi küpüne tuzlanmış hamsi konur.
Kapı ve pencere taşlan lâğım atmak suretiyle
ocaktan alınır, külünkle yontulur. Boyutlarına göre önce büyük taşlar demir
çiviyle yarılır. Külünkle, maçayla düzeltilir. Taş yontmak için külünk, gönye,
tarak, dişli ve mastar kullanılır; külünkle yontulan taşın kenarları tarakla
düzeltilir. Bunun için tahta mastar kullanılır. Dişliyle yüzler düzeltilir. İki
köşe arası mastarla düzgün hâle getirilir; gönyeyle kenarlar düzeltilir. Kapı
ve pencerede kullanılan taşlara yontma taş denir. Kapılardaki dik taşlara
direk, baştaki, üstteki taşa kapıbaşı, alttakine de kapı taban denir.
Bu taşların yapımı 1930’lu yıllarda sona erdi
(s. 951).
Helâların evlerin dışında yapılması şöyle bir
düşünceye dayandırılır: Helâ olan evde namaz olmaz (s. 954).
Sepetçilik
Sepetçilik, Çayeli’ne, (…) 200 yıl kadar önce
Çamlıhemşin’den ve Büyükdere’nin yukarı kısmındaki köylerden gelmiştir.
…sepetçilik bir aile sanatıdır (965),
Çubuğun bölünmesi ve soyulması işi bıçakla
yapılır.
Sepet üretiminde kullanılan fındık çubuğuna
kondak denir.
…fındık çubuğunun ucuna yakın kısmı bıçakla
kertilir, çubuk aynı yerden dizde bükülür, bu sayede kertilen yerden çatlayan
parça kolayca alınır çubuktan.
Şeritler çıkarıldıktan sonra fındık çubuğunun
ortasında kalan yuvarlak kısma istami denir.
…sepet yukarıdan aşağıya daraltılmak
suretiyle örülür. Sepetin ağzı, sağlamlaştırmak amacıyla, iki fındık çubuğuyla
sarılır. Bu işleme marelleme denir.
Örme işi bittikten sonra sepete ip takılır,
iplerin uçlan topuklara bağlanır,
Çay sepetleri büyüktür; sırta alınır. Gübre sepetleri
de sırtta taşınır, ancak daha küçük olur. Bu değişiklik çay yaprağının fazla
yer kaplamasına karşılık hafif, gübrenin ise hacminin küçük, ağırlığının fazla
olmasından kaynaklanır (s. 968).
Kuviça, küçük bir sepet niteliğindedir.
Üstünde yuvarlak bir sapı vardır.
Tiyeter, küçük, fakat uzun bir sepettir.
Çehter, sepetin büyüğüdür; gözleri geniştir.
İstamileri kalın, tomeçleri ince olur.
Karnalı, kolda taşınır. Çeşitli boylan vardır.
---
Kazmaz, Süleyman. (2002), “Çayeli’nde Küçük Sanat Hayatı Taşçılık ve
Sepetçilik,” Erdem Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 36, (s. 947-973)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder