19 Mart 2018 Pazartesi

Pomak Türklerinin Nişan ve Düğün Geleneği


Zeynep Zafer - Pomak Türklerinin Nişan ve Düğün Geleneği

Bulgaristan’da bulunan, Nvrokop (Götse Delçev) kasabasının 15 km kuzeyindeki Pomak Türklerinin yaşadığı Komitsa köyünde (…) Bulgaristan’a özgü hükümetin
1970’ten sonra uygulanan bu konudaki yasakları, 1990’ın sonuna kadar devam etti.

Evlilikler, genelde köyde yaşayan gençler arasında yapılır. Gençler nişandan önce mutlaka birbirlerini görme imkânına sahiptir; çünkü kızlar hem evde, hem de tarlada yapılan işlere katıldıklarından sürekli evden çıkmaktadır.

Delikanlıların kızları en yakından ve en uzun görebileceği yer, imece usulüyle iş yapılan yerlerdir. İmece işi mutlaka kışın yapılır. Akşamlan kızlar toplanıp tütün işlerinde, çeyiz hazırlama işlerinde birbirlerine yardım ederler.
Daha sonra yardım ettikleri kadının da onlara gidip bu tür ortak işlere katılması gerekir.
…imecenin düzenlendiği evlerin kapıları, delikanlılar için her zaman açıktır. Dul ve evli erkekler bu tür yerlere gidemezler. Genelde gençler grup halinde gider.

Kızlar bu gecelerde iş yaparken mutlaka türkü okurlar.
Genelde sesi iyi olan kızlar, erkekler tarafından daha büyük ilgi görür.
Türkü okuma becerisine büyük bir önem verildiği için, kızlar ve erkekler küçük yaştan itibaren bunu öğreniyor ve insanlardan çoğu türkü okuma yeteneğini geliştiriyor. Pomak Türkleri, türküsüz asla yaşayamazlar. Onlar, türküler aracılığıyla sevinçlerini, acılarını, aşklarını, ayrılıklarını, yaşam mücadelesini dile getirir (s. 570).

…bir kız bir erkeğin hoşuna gitmişse, erkek onunla evlenmek isteğini başka bir kişi aracılığıyla iletir. Kız da erkeğe karşı bir şey hissediyorsa ona haber verir. Bu arada kız, genelde annesinden hangi delikanlıya vermelerinin mümkün olduğunu öğrenir ve erkeğe ona göre cevap verir.
Kızlar, büyüklerin sözünü dinlemek zorundaydı. Ailesinin istemediği biriyle evlenen kızın ödediği bedelin farkında olan gençler, kız kaçırma olayına sıcak yaklaşmazdı.

…erkek ailesiyle konuşup uzak akraba, komşu veya iyi görüştükleri bir yaşlı kadını kızın ailesine gönderir.
Kızın annesi ve babası, kızlarıyla konuşacaklarını söyleseler de aslında kızın fikrine çok fazla önem vermezler.
Nişan, kızın evinde, gece yapılır ve iki genç nişanda bulunmazlar (s. 572).

Nişanlı olan kız, büyüklerin ellerini öper ve ona para verilir. Nişandan bir hafta sonra erkek tarafından olan kadınlar, özellikle büyük yapılmış bir ekmek, börek ve baklava hazırlayarak kızın evine götürür. Bazen de erkek tarafı, hazırlamış olduğu yemeği, akşam kız evine götürür ve orada toplanan her iki ailenin kadınları beraber yemek yer. İnanışa göre bunu yaptıktan sonra nişan daha sağlam olup bozulması imkânsız hale gelir.
Eğer nişanın sürdüğü dönemde sorun çıkarsa nişan bozulur (s. 573).
…nişan sırasında verilen her şey de kızda kalır.

Düğünden önceki gece, kına gecesidir.

…düğün gününün sabahı, erkek tarafınca büyük veya küçük baş hayvanlar kesilir ve düğün için gereken yemekler, köyün aşçısı tarafından pişirilmeye başlanır. Burada çorba, etli yemek, etli pilâv, helva ve hoşaf gibi geleneksel yiyecekler, büyük kazanlarda hazırlanır.

…erkekler, kızın evine gitmek için hazırlanır. Onlar büyük bir koçun başına ve sırtına kırmızı boya sürer, boynuzların uçlarına birer kırmızı elma yerleştirir ve başına çiçek koyar. Bu şekilde süslenen koç, güçlü bir erkeğin sırtına koyulur…
Kızın babası, kendisine getirilen koçu kabul eder,

(Gelin süsleme) yüzüne aklık, iki yanağına kızıllık, kaşlarına ve kirpiklerine sürme sürer; bu işlem yapıldıktan sonra pul, yıldız ve başka şekillerle gelinin yüzünün farklı yerlerinde figürler, alnın ortasında da bir ben yapılır. Tüm bunlar cilde yumurta sarısıyla yapıştırılır (s. 575-576),

Gelinin en yakın genç erkek akrabaları, gelinin bulunduğu odanın kapısını kilitleyerek erkek tarafından istedikleri parayı almadan kimseyi içeri almazlar.

…erkek tarafından gelen damadın ağabeyleri veya kardeşlerinden biri geline yaklaşarak getirdiği giysileri tek tek gelinin giymesini sağlar. Giydirme geleneği şundan ibarettir: Bu kişi ilk önce feracenin sağ kolunu tutarak gelinin iki defa kolunu sokup çıkarmasını sağlar ve üçüncü defa soktuğunda her iki tarafta bulunan görümceleri, gelinin feracesini giymesine yardımcı olur. Aynı şekilde sağ ayakkabısını da tutan bu kişi, üçüncü defa gelinin ayakkabıyı giymesi için bırakır. Sonunda da benzer şekilde gelinin başına duvak koymasını ve yüzünü örtmesine sağlar. Gelinin sağ kolu altında bir bezle sarılmış Kuranıkerim, sol koltuğu altına da beze sarılmış bir ekmek yerleştirilir (s. 583-584).

…evin merdiveninden inen gelinin duvağı üzerinde, dışarıya doğru çevrilmiş bir kalburdan arpa dökülür. Damadın evine geldiklerinde, merdivende gene gelin üzerinde içeriye doğru çevrilmiş bir kalburdan arpa dökülür. Gelin, evin girişine serilmiş kırmızı bir kuşak üzerinden geçerken oraya koyulmuş olan su dolu bir testiyi sağ ayağıyla devirir…
Damadın annesi, babası ve kardeşleri avluda bulunan insanları tek tek yukarı çıkmaları ve yemek yemeleri için davet ederler (s. 584).

…damat ve aileden olan diğer erkekler camiye giderler, namazlarını kılar ve dönerler.
Damat döner dönmez gelinin bulunduğu odaya girerek ayağının üzerine basmaya çalışır. Gelin de aynı şekilde onun ayağının üzerine basmaya çalışır. Daha sonra damat gelinin yüzünü örten teli kaldırarak gelini alnından öper ve yüzünde yapıştırılmış pullardan üç tanesini çıkarır. Sonra hazırlanmış olan sütü gelinin avuçlarına dökerek gelinin yüzünü yıkamasını sağlar.
Kadınlar yemek yer yemez odadan çıkar ve imam nikâhı kıymak için gelir. Resmi nikâh ise ya düğünden önce, ya da sonra belediyede kıyılır.

Damat, ertesi sabahın erken saatlerinde ailesine “düğünümüz var” sözleriyle gelinin bakire olduğunu bildirir.

Zengin olan aileler oğlunu evlendirirken güreş veya koşu, ya da her ikisini düzenleyebilir.

---
Zafer, Zeynep. (2001), “Pomak Türklerinin Nişan ve Düğün Geleneği,” Erdem Dergisi, Cilt: 13, Sayı: 39, (s. 569-593)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder