16 Temmuz 2018 Pazartesi

Rize’de Kentleşme Süreci


Gülizar Çakır Sümer - Rize’de Kentleşme Süreci
Kentleri bugüne getiren süreçte rol oynayan birinci gelişme neolitik devrim ikincisi ise sanayi devrimidir. Ortaya çıktıktan sonra binlerce yıl fazla bir değişim göstermeyen kentler, sanayi Devrimiyle birlikte önemli yapısal ve işlevsel değişiklikler geçirmiştir.

Gelişmiş ülkelerdeki kentleşme üretim, ticaret ve hizmetlerdeki büyümeyi sağlayan teknolojik yeniliklere paralel olarak ortaya çıkmış ve tarımda makineleşmenin yarattığı üretim artışı ve yapısal değişimle kırsal alan nüfusu kentlere akmıştır. Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde ise kentleşme sanayileşmeden daha hızlı ilerlemekte, sanayiden çok hizmet sektörü gelişmekte ve kentler yalnız nüfus bakımından büyümektedir.

Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir.
Bazı kentler hızlı kentleşirken bazıları daha yavaş bir şekilde kentleşmekte ve kentleşme açısından bölgeler arasında dengesizlikler oluşmaktadır (s. 163).

Türkiye’de kentleşme, gelişmiş ülkelerde sanayileşmenin beslediği kentleşmeden çok hizmet sektörünün beslediği bir kentleşme özelliğindedir.
Rize, Türkiye kentleşmesinin özelliklerini bünyesinde barındıran bir kentleşme sürecine sahiptir. Sahip olduğu çay sanayine rağmen bir sanayi kenti olma özelliğini taşımamaktadır.

1916’da Rus işgaline uğrayan Rize 1918’de bağımsızlığını kazanmış ve Cumhuriyetin ilanıyla da il statüsü kazanmıştır (s. 165).

Doğu Karadeniz’in en yüksek ve engebeli kesiminde yer alan Rize, Türkiye’nin en fazla yağış alan yeridir.

Yağmurun bol olması, toprak üzerinde olumsuz etki yapmakta, toprağın yıkanarak besleyicilerin kaybolmasına ve dolayısıyla ürün veriminde düşüşe neden olmaktadır. Ayrıca, ürün veriminin düşmesinde güneş ışığının yetersiz oluşu da etkili olmaktadır.

Bir kentin kuruluş yerinin seçiminde (…) kentin kuruluş yeri ve çevresiyle olan ilişkilerini belirleyen konumu gelmektedir.
Kentler veya insan yerleşimleri genel olarak toprağın, iklimin ve çevrenin ayrıcalıklı veya üstün özellikleri dikkate alınarak kurulur.
Rize, deniz kıyısında olması bakımından farklı ulaşım seçeneklerine (kara, deniz) ve balıkçılık gibi doğal bir ekonomik kaynağa sahip olması, bol yağış alması bakımından da sulamanın gerekmediği tarım imkânının olması gibi çevresel üstünlüklere sahip bir yerleşim yeridir (s. 166).

Toprak sıkıntısı, kentin kuzey-güney yönünde değil doğu-batı yönünde ve dere yatakları boyunca genişlemesine neden olmaktadır.

Rize-İspir-Erzurum Karayolu Projesi (…) Bu yolun yapımında uzun yıllar halk gönüllü olarak çalışmıştır (s. 167).

Osmanlı dönemi
Rize kazasının 1486’da 30.393, 1515’de 28.288, 1520’de 39.378, 1554’de 29.427, 1583’de 39.000 nüfusa sahip olduğu tahmin edilmektedir (s. 168).

Göçün daha çok büyük kentlere yönelmiş olması ekonomik anlamda kentin yetersizliğini ortaya koymakta ve dolayısıyla da bu durum nüfus artış hızını olumsuz yönde etkilemektedir (s. 169).

Mekânsal yayılım olarak bakıldığında nüfusun dengesiz dağıldığı görülmektedir. Nüfus merkezde yoğunlaşmış olup merkezden dışarıya doğru gidildikçe arazinin engebeli oluşu nedeniyle dağınık ve seyrek yerleşimler ortaya çıkmıştır. Bu da doğal olarak kent merkezinde nüfus yoğunluğunun fazla olmasına neden olmaktadır (s. 170).

…kentleşme düzeyi düşük olan illerde ikamet edenlerin büyük çoğunluğu o il nüfusuna kayıtlıyken, Türkiye’nin metropollerinde bu oranın çok alt seviyelere düştüğü görülmektedir.
Rize’de yaşayanların % 86’lık kısmını yerli halk oluşturmaktadır (2012 verilerine göre).
İstanbul’da ikamet edenlerin %15,8’i İstanbul nüfusuna kayıtlı…
Bu anlamda bir yerde ikamet edenlerin büyük oranının, o ilin yerlisi olması da kentleşme düzeyinin ortaya konulmasında önemli bir ölçüt olarak ortaya çıkmaktadır (s. 172).

Rize’nin en fazla göç verdiği illerin başında bir Türkiye sıralaması olarak İstanbul gelmektedir (s. 173).

Ülkeler ekonomik kalkınmayı, sağlıklı sanayileşme ve kentleşmeyle özdeş olarak görmektedir.
Rize’nin geçmişinde, ekonomik anlamda önemli sayılan faaliyetler bulunmaktadır.
…kent ekonomisinin gelişmesinde temel itici güç çay üretimi olmuştur (s. 174).

Rize sanayisinin temelini oluşturan çay fabrikaları, yöre halkı için yeterli olmayan ama önemli bir istihdam kapısıdır.

Çay dönemi, köylerin nüfus anlamında canlandığı bir dönemdir.
Yatırımcılar için önemli unsurlardan biri olan altyapının yetersiz oluşu, kentin ekonomik anlamda da gelişmesini olumsuz etkilemiş… (s. 175)

Rize Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) henüz faal olmadığı kentlerden biridir.

Doğu Karadeniz’in en derin limanı olma özelliğiyle diğer limanlara göre üstün konumda olan Rize Limanı, ticari hinterlandının dar olması nedeniyle kent ekonomisine istenilen düzeyde katkı yapamamaktadır.

Çalışan işgücünün yoğunlaştığı sektör aynı zamanda o kentin hangi ekonomik işleve sahip olduğunu da ortaya koymaktadır.
Samsun-Hopa arası kentlerin tümü genel hizmetler kenti durumundadır (s. 176).

Rize’de çay tarımı ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda pek çok etkiyi beraberinde getiren ana unsurlardan biri olmuştur.
Rize’de evli çocuklarıyla birlikte aynı evde yaşayan aile oranı çay tarımı öncesi dönemde %65 iken çay tarımıyla birlikte %49’a gerilemiştir (s. 177).

Üniversiteler, hastaneler, eğlence merkezleri, büyük AVM’ler, çekim merkezi halindeki kentlerin temel unsurlarındandır.
Rize’de bugün sosyal donatılarda çeşitlenmeler başlamıştır.
Bu donatılar, eğitim, sağlık vb. nedenlerle diğer kentlere olan göçü azaltmada etkili olmaktadır (s. 178).
---
Çakır Sümer, Gülizar. (2014), “Rize’de Kentleşme Süreci,” Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 1 (s. 163-183)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder