Divanü Lügati't-Türk'te geçen alet-eşya adları
Talip Yıldırım
Musa Çifci
Kaşgarlı Mahmud tahminen 11. yüzyılın ikinci yarısında Isık
Göl yakınında Karahanlı Devleti idaresi altındaki Barsgan şehrinde doğmuş
…ardında Türk dili ile ilgili iki eser bırakmıştır. Bu
eserlerden ilki “Kitâb-ı Cevahirü’n-Nahv fi- Lugâti’t-Türk” adını taşımaktadır.
Eser, Türk dilinin gramer kurallarını içerir. Maalesef bugün kayıptır. Diğer
eser ise bütün Türklük bilimi araştırmaları için kaynak olan Divânü Lugâti’t-
Türk’tür.
Kaşgarlı, kitabının her bölümünü gramerin iki önemli unsuru
olan isimler ve fiiller olarak ikiye ayırmıştır. Eserinin isimler kısmına
zamirler, sıfatlar, edatlar vb. isim soylu sözcükleri de ele almıştır.
abakı:”Bostan korkuluğu” anlamına gelmektedir
adrı: “Buğday temizlemek için kullanılan aygıt, yaba; çatal
değnek. İki yanı bulunan her nesneye de “adrı” denir”
amaç: “Öküz, saban ve benzerleri gibi çiftçi aygıtları, çift
öküzü tarım aygıtları” anlamına gelmektedir
andıg: “Elek, kalbur gibi şeylerin kasnağı” anlamına
gelmektedir
argag: “Balık avlamak için kullanılan ucu eğri demir, olta”
anlamına gelmektedir
agıt: “ İçecek şeyler kullanılan huni” anlamına gelmektedir
aşaç ~ asıç: “Tencere” anlamına gelmektedir
arçı: “Heybe” manâsına gelir
arkaçak: “ Ağıza ilaç akıtmak için kullanılan içi delik bir
aygıt, akıtmaç” anlamına gelmektedir
artıg: “Kadın mintanı, göğüslük” anlamına gelmektedir
ay bitigi: “Askerin adıyla azığının yazıldığı defter”
manâsına gelmektedir
ayak: “Çanak, kase, kadeh” anlamına gelmektedir
bag: “ Bohça, boğ, eşya konan heybe” manâsına gelmektedir
bagırçak: “Eşek semeri” anlamına gelmektedir
bagırdak: “Kadın göğüslüğü” anlamını taşır
bakan: “Halka, toka” anlamına gelmektedir
baldu: “Balta”
bart: “Su içilen bardak; şarap ve benzeri akıcı şeylerin
ölçüsü” anlamına gelmektedir
başak: “ Okun veya mızrağın üzerine geçirilen demir, temren;
ok temreni, ok başağı” anlamına gelmektedir
batrak: “Ucuna bir ipek parçası takılan mızrak” anlamına
gelmektedir
belik: “ Yara yoklamak için kullanılan mil” anlamına
gelmektedir
bıçgu / biçek “Bıçkı, bıçak” anlamına gelmektedir
bıçguç: “Makas, sındı” anlamına gelmektedir
bilegü: “Bileme taşı” anlamına gelmektedir
bitig: “Muska, afsun, üfrük”
bohsuk / bohsuk: “ Kölelerin boyunlarına geçirilen lale,
kelepçe” anlamını ifade eder
bohtay ~ bohtuy: “Elbise bohçası, heybesi” anlamına
gelmektedir
borguy: “Üflenecek öttürülen boru” anlamında yer almaktadır
boyunduruk: “Her iki öküzün birden boynunun üzerine konulan
boyunduruk.” anlamına gelir.
buçı: “Bir çeşit kubuz, iyi ses veren, çok inleyen ut”
anlamına gelmektedir
bukaç: “Su kabı, topraktan yapılan çömlek ve benzeri şeyler”
anlamına gelmektedir
bukaç esiç: “Tencere, tava” manâsına gelmektedir
burunduruk: “Yular, buruna geçirilen yular, burunduruk”
anlamına gelmektedir
bügde / bügde / bükte: “Hançer” anlamına gelir.
çaçır ~ çaşır: “Çadır” anlamına gelmektedir
çakmak: “Çakmak, yakma aracı” anlamına gelmektedir
çançu: “Erişte hamuru açılan oklava” anlamına gelmektedir
çekük: “ Çekiç” anlamına gelmektedir
çıgrı: “Çıkrık, değirmen, çark,dolap gibi şeylerin çıkrığı;
ip çıkrığı ve her türlü makara; değre, felek” anlamına gelmektedir
çıgılvar okı: “ Bir çeşit küçük ok” anlamındadır
çigne: “Mala, çiftçilerin “sürgü” dedikleri aygıt” anlamında
yer almaktadır
çigne: “Çigne, çikne çifçilerin “sürgü” dedikleri aygıt”
anlamına gelmektedir
çij: “ Demir çivi, zırh çivileri ucu” anlamına gelmektedir
çodın esiç: “Bakır tencere” anlamına gelmektedir
çog: “Eşya konan heybe, bohça” anlamına gelmektedir
çovlı: “Tutmaç süzgeci” anlamına gelmektedir
çöğen / çevgen: “Topu çekmek için kullanılan ucu eğri bir
değnek, çevgen” anlamına gelir
çömçe: “Kepçe, çömçe” anlamına gelmektedir
çöngek: “Çömçe, kutu” anlamına gelmektedir
dülek: “Ağzı kırık saksı ve testi” anlamına gelmektedir.
Egdü / ekdü: “Kılıç kını ve benzeri şeyleri oymakta
kullanılan ucu eğri bıçak” anlamlarını ifade eder
ekeme: “ Bir çeşit çalgı” anlamına gelmektedir.
er: “Delik açmak için kullanılan aygıt, delgiç.” anlamına
gelmektedir
esgü: “Süpürge” anlamına gelmektedir
esiç: “Tencere, çömlek” anlamına gelmektedir.
eskü: “Kalbur, elek” manâsına gelmektedir
evüsgü: “Savurma aygıtı” anlamına gelmektedir
ırgag: “Donmuş olan buzu, buzluğa çekip getirmek için
kullanılan kanca” anlamına gelmektedir
ıvrık: “İbrik” manâsına gelmektedir
idiş: “Kadeh ( Yağma, Taksı, Yemek, Oğuz, Argu dillerinde),
tas, bardak, tencere gibi her nevi kap” manâsına gelmektedir
izdeng: “Balık avlanan bir çeşit ağ” anlamına gelmektedir
ka: “Kap, akar konan kap, zarf” anlamına gelmektedir
kaçut: “Kısa mızrak”anlamındadır
kadış: “Kayış” anlamına gelmektedir
kalkan / kalkang “Kalkan” anlamına gelmektedir.
kalva: “Ögrence oku, üzerinde temreni bulunmayan, yuvarlak
bir tahta parçası bulunan ok”anlamına gelmektedir
kamıç: “Kepçe, kaşık” anlamına gelmektedir
kanagu: “Neşter, kan alınacak aygıt” anlamına gelmektedir
kanglı: “Kağnı arabası (yük için)” anlamına gelmektedir
kangrak: “Çan” anlamına gelmektedir
kap: “Kap, tulum, çuval, dağarcık; zarf; anası karnında
çocuğun bulunduğu torba” anlamlarını ifade eder
kasuk: “At derisinden yapılan tulum” anlamına gelmektedir
kaşık ~ kaşuk: “Kaşık” anlamına gelmektedir
kaygık ~ kayguk: “Kayık” anlamına gelmektedir
keçe: “Karpuz ve hıyara benzer şeylerin taşındığı sele ve
sepet” anlamına gelmektedir
kendük: “Küp gibi topraktan yapılan büyükçe bir kap, küp”
anlamına gelmektedir
keregü: “Çadır, kışlık ev” anlamına gelmektedir
kerey: “Saç tıraş eden ustura” anlamına gelmektedir.
kerki: “ Dülger keseri, keser” anlamına gelmektedir
kesgük: “Halka, köpeğin boynuna geçirilen halka, tasma”
anlamına gelmektedir
kesme: “Enli ok temreni” manasındadır
ketmen: “ Yeri kazmak için kullanılan aygıt” anlamına
gelmektedir
kevçi: “ Uygur ellerine Kaşgaristan’da kullanılan bir
hububat ölçeği” anlamına gelmektedir
kezlik: “Kılıç” anlamına gelmektedir
kındugı: “Döğen, döven, harman döğeni” anlamına gelmektedir
kıgrak: “ Et ve hamur kesilen satıra benzer büyük bıçak”
anlamına gelmektedir
kısgaç: “Kısgaç” anlamına gelmektedir
kısmak: “Üzenginin iki yanında bulunan kayış, ilmikli ip,
kement” manâsına gelmektedir
kirit: “Anahtar, kilit” anlamına gelmektedir
kiviz: “Yaygı, halı, kilim gibi şeyler” anlamına gelmektedir
kiz: “Kutu, misk kutusu, taht, kürsü, sandık, kap, heybe
gibi şeyler” anlamına gelmektedir
kongragu: “Çıngırak, konrak, tongurak, çan” anlamına
gelmektedir
korluk: “İçinde kımız biriktirilen küçük testi” manâsına
gelmektedir
kova: “Türklerin kullandığı gemlerde atların burnuna doğru
dikilen kayış” anlamındadır
ködeç ~ közeç: “Bardak testi” anlamına gelmektedir
kömüldürük ~ kümüldürük: “At göğüslüğü” anlamına gelmektedir
könek: “Matara, ibrik, su tulumu” anlamına gelmektedir
köpçük: “Eğerin ön ve arka yastıkları” anlamına gelmektedir
köpsün: “Şilte, minder” anlamına gelmektedir
körke: “Ağaçtan yapılmış tabak” anlamına gelmektedir
körük : “Kuyumcu veya demirci körüğü” anlamındadır
köşik: “Örtü, perde, gölge” anlamına gelmektedir
közegü: “Küskü, ateş çekmek veya aktarmak için kullanılan
aygıt” anlamına gelmektedir
közüç ~ közeç: “Çömlek” manâsına gelmektedir
közüng ~ közüngü : “Ayna” anlamına gelmektedir
kubuz: “Ut, kopuz, kubuz” anlamına gelmektedir
kumgan: “Kova, ibrik, güğüm, gül suyu şişesi” anlamına
gelmektedir
kurman: “Gedeleç, yaylık, yay kabı” Oğuz ve Kıpçak dillerine
göre de bu şekildedir
kurşag: “Tura; yünden dokunur, bel kuşağına benzer bir nesne
olup çadıra sarılır” anlamına gelmektedir
kuruluk / kurukluk: “Sadak, okluk, gedeleç” anlamındadır
kuyma: “Herhangi bir madenden çekiçle dövme ile değil
eritilerek dökme ile yapılmış havan, çırağman çekiç gibi aygıtlar” anlamına
gelmektedir
küp: “Küp” anlamına gelmektedir
kürgek: “Kürek” anlamına gelmektedir
kürin: “Kürün
içerisinde kavun, karpuz, hıyar gibi şeyler taşınan küfe” anlamını ifade
etmektedir
monçuk: “Atın boynuna takılan değerli taş, arslan tırnağı,
muska gibi şeyler” manâsına gelmektedir
oktam: “Okluk” anlamındadır
olma: “testi, çanak, çömlek” anlamına gelmektedir.
oluk: “Küçük kayık” anlamına gelmektedir
orgak: “Orak” manasına gelmektedir
otgun: “Eğerin solunda kolanın halkası geçirilerek dile
bağlanan enli bir kayış” anlamına gelir
saban: “Sapan, çift ve çiftçi takım ve aygıtları; çiftçilik”
anlamlarını ifade etmektedir
saç: “Tava” anlamına gelmektedir
sag: “ Yün atmak veya kabartmak için kullanılan “seğ” demir
çubuklar” anlamına gelmektedir
sagır: “İçerisine şarap konulan havana benzer söbü bir kap”
anlamına gelmektedir
sagrak: “Sürahi, kase, kap” anlamına gelmektedir
sagu: “Ölçek” anlamına gelmektedir
salı: “Sıva aygıtı, mala” anlamına gelmektedir
salngu: “Çakıl taşı atılan sapan” anlamına gelmektedir
sarnıç: “Deve derisinden yapılan su tulumu, ağaçtan oyulmuş
kap” anlamına gelmektedir
sasık: “Saksı” (uç şehri ve yöresi halkı ve ya sınır ve
sınırın arkasındaki halk dilince) anlamındadır
savdıç: “Sepet, sele” anlamına gelmektedir
sengek: “Su içilen testi; ağaçtan oyulmuş su kabı (Oğuzca)”
anlamına gelmektedir
serü: “Evlerde üzerine eşya konan raf” anlamına gelmektedir
sıbızgu / sıbuzgu: “Düdük, boru” anlamına gelmektedir
sırdım: “Sıyrım, sırım, kayış” (Oğuzca) manâsına gelmektedir
sıgzıg: “İki şeyi birleştiren kenet” anlamına gelmektedir
sış / şış: “Şiş tutmaç şişi” anlamını taşır
sibek: “Değirmen taşının üzerinde döndüğü demir” anlamına
gelmektedir
sokım: “Bir ağaç parçasıdır ki çam kozası şeklinde kesilerek
içi oyulur üç tarafından delinerek okun üzerinde konur”
soku ~ sokku: “Havan” anlamına gelmektedir
sorgu: “Hacamat aygıtı, kendisiyle kan alınacak ve emilecek
aygıt ve şişe” anlamına gelmektedir
süken: “Eşek yükünün bir tarafında olan sepet, sele gibi
şeyler, seklem” manâsına gelmektedir
süngü: “Süngü, mızrak, kargı” anlamındadır
süpürgü: “Süpürge” anlamına gelmektedir
şın: “Taht, sedir” (Çiğilce) anlamına gelmektedir
şebeng / şebing: “ Demirden yapılmış baston” anlamına
gelmektedir
tagar: “Çuval, dağarcık, içerisine buğday ve başka şeyler
konan nesne, harar”
talguk: “Baltanın sapını sıkıştırmak için çakılan çivi”
anlamına gelmektedir
tang: “Elek” anlamına gelmektedir
tapçang: “Erişilemeyen üzüm salkımlarını kesmek için,
toplayanın üzerine çıktığı sofra biçimindeki üç ayaklı nesne” anlamına
gelmektedir tış: “Sapan demiri” anlamına gelmektedir
targak: “Tarak” anlamındadır
temen: “Büyük iğne, çuvaldız” anlamına gelmektedir
temürgen: “Ok temreni” anlamına gelmektedir
tergi ~ tergü: “Sofra” anlamına gelmektedir
terkek: “Bohça” anlamına gelmektedir
tevsi: “Tepsi, sofra” anlamına gelmektedir
tili: “Ok temreni üzerine sarılan sırım” anlamına
gelmektedir
tin: “Yular” manâsına gelmektedir
tizgin: “Dizgin” anlamına gelmektedir
tizme: “Şalvarın uçkurluğu, torbanın bağı ve buna benzer
nesneler” anlamında kullanılmaktadır
tokımak: “Tokmak, çamaşır tokmağı” anlamına gelmektedir
tolum: “Silah” manasında kullanılmaktadır
toy eşiç: “Toprak tencere” anlamına gelmektedir
törpigü: “Ağaç yontacak keser” manâsına gelmektedir.
töşek: “Döşek” anlamına gelmektedir
tura: “Kalkan, siper, düşmandan gizlenmek için kullanılan
şey” anlamındadır
tutma: “Sandık” anlamına gelmektedir
tügme: “Düğme” anlamını ifade etmektedir
tülfir: “Kumaştan ve ipekten yapılan örtü ve perde” anlamına
gelmektedir
tümrük: “Dümrük, def” anlamına gelmektedir
tüngşü: “Şamdan” anlamına gelmektedir
tünlük ~ tünglük: “Pencere, ocak, baca gibi evdeki delikler”
anlamına gelmektedir
türgek ~ türkek: “Bohça” anlamına gelmektedir
ulun: “Temrensiz ok” anlamındadır
urk ~ uruk: “İp, urgan” anlamına gelmektedir
üçleç / üçlüç: “ Başları bir demirle birleştirilerek üç
çubukla yapılan tavşan tuzağı” anlamına gelmektedir
ütük: “Ütü” anlamına gelmektedir
ya: “Ok, yay” anlamına gelmektedir.
yabı: “Eğerin üstüne ve altına konan keçe, eğer yastığı
(Çiğilce)” anlamına gelmektedir
yadım: “Döşek, yaygı, sergi” anlamlarına gelmektedir
yançık ~ yançuú: “Torba, kese, para” anlamına gelmektedir
yapgak: “ Kuş tutulan bir çeşit tuzak” anlamına gelmektedir
yarındak: “Kayış, sırım, Türk sırımı” anlamına gelmektedir
yart: “Su içilen bardak” (Oğuzca) anlamına gelmektedir
yart: “Su içilen bardak” (Oğuzca) anlamına gelmektedir
yasgaç ~ yası yıàaç: “Yastıgaç, hamur tahtası” anlamlarına
gelmektedir
yasıman: “Su boşaltılırken boğazı “gır gır” eden testi”
anlamına gelmektedir
yerküç: “Tahatdan yapılmış kılıç gibi uzunca enli bir ağaç
parçasıdır, fırındaki ekmeği çevirmek için kullanılır” anlamına gelmektedir
yeteng / yeten: “Yün atılıp, kabartılan atımcı yayı, hallaç
yayı” anlamını ifade eder
yışıg: “İp kayıştan örülmüş bağ, boyunduruk kayışı” anlamına
gelmektedir
yigne: “İğne” anlamına gelmektedir
yogrı: “Çanak” anlamına gelmektedir
yogurguç: “Şehriye vb. şeylerin açılmasında kullanılan
oklağı” anlamına gelmektedir
yogurkan: “Yorgan” anlamına gelmektedir
yörgek: “Örtü” anlamına gelmektedir
yula: “Kandil” anlamına gelmektedir
yular: “At yuları” manâsına gelmektedir
yüdrük: “Yüklük; üzerine eşya ve elbise konan şey, dolap,
masa ve benzeri şayler” anlamlarını ifade etmektedir
…
…
Divanü Lügati't-Türk'te Geçen Alet-Eşya Adları, Turkish
Studies, Cilt: 7, Sayı: 2, s. 1229-1249
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder