Antalya'nın Elmalı İlçesinin Köylerinde Kullanılan Tarım Alet İsimleri
Emine Atmaca
Bu bildiride, Antalya ili Elmalı ilçesinin köylerinden
yapılan kelime ve metin derlemeleri neticesinde tespit edilen tarım alet
isimleri sürme araçları, sulama araçları, biçme ve değirmencilik olmak üzere üç
temel başlıkta ele alınacaktır.
Uygurlarda su kenarlarında kurulmuş şehirler, tarımsal
açıdan ileri bir durumdaydı. Türkler, tarımı daha da geliştirmek için “su
kanalları” yapmışlardır.
İslamiyet öncesi Türklerde tarıgçı/tarıdacı/ekinci/sabancı
adıyla anılan bir çiftçi, ziraatçi, tarım işiyle uğraşan bir kesim bulunuyordu.
Eski Türklerin tarıglag (>> tarla) adını verdikleri
yerde ekip yetiştirdikleri en eski tarım ürünlerinin başında “buğday”, “çavdar
(~konak)”, Hunlardan beri bildikleri “darı (<< tarıg) (~mısır)”
gelmektedir. L. Rasonyi, Eski Türklerde ilk yetiştirilen tarım ürünün “darı”
olduğunu ve bu tarım ürününün asıl vatanının Çin olduğunu ifade etmiştir.
Antalya’nın Elmalı ilçesi, Güney Anadolu’yu kapsayan Toros
Dağlarının Batı Akdeniz Bölgesinde uzanan kıvrımları arasına sıkışmış çanak
şeklindeki bir plato üzerinde kurulmuştur
Tarım Alet İsimleri
bel: uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri
kürek veya çatal biçiminde kullanılan bir tarım aracıdır
(Bel sözcüğü) Türkçe Sözlükte Farsça olarak kayıtlıdır
Kelime, Harezm Türkçesi metinlerinden Nehcü’l Feradis’te
“türü” şeklinde geçmektedir
çapa: ağaç saplı, keskin ağızlı, demirden yapılmış kazı
aracına denir
Çapa kelimesi, yaba kelimesinin capa (Kırgız Türkçesi (#y
> #c)) > Anadolu’da çapa biçimine değişmiş şeklidir.
kerki: İlçede keser ve büyük baltaya “kerki” denmektedir.
keser: kısa ağaç saplı, yanı keskin ağızlı, bir yanı çivi
çakmaya uygun, çelik araca denir
keski: 1) Ağaç, taş, metal vb. yontmaya yarayan, bir ucu
keskin çelik araç
kürek: Metalden yayvan bir bölümle ona geçirilmiş uzun bir
ağaç saptan oluşan ve toprak, kömür, hububat gibi şeyleri bir yerden bir yere
atmaya/savurmaya yarayan araca denir.
pulluk: Toprağı sürmek için kullanılan tarım aracıdır.
Pulluk < Slav plug. Slav dillerine Germancadan geçmiştir
saban / karasaban: Bir demir okun etrafında sağa sola
rahatlıkla dönebilen uçları keskin iki kanattan meydana gelmektedir.
Sulama araçları
arık/ark (< *ārık): Su yolu demektir.
böğet/büğet/büvet: Suyun önüne set çekmek veya yolu kapamak
için yapılan bent’e denir.
oluk: Türkçe Sözlükte “bir şeyin akmasına yarayan üst yanı
açık boru,
Biçme, hasat ve değirmencilik araçları
algı/algı bıçağı: Haşhaş kozasını çizip akan sütü almaya
yarayan alete denir.
anadut/anadat: Türkçe Sözlükte kelime, ekin ve ot
demetlerini arabaya yüklemeye veya harmanı aktarmaya yarayan uzun saplı, üç
dişli, ahşap araç
balta: Türkçe Sözlükte kelime, ağacı kesme, yarma, yontma
vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araca denir
Kelime, Eski Türkçede baltu ve Orta Türkçede baldu olarak
kayıtlıdır
bıçkı: Tahta ya da ağaç biçmekte kullanılan, karşılıklı iki
sapı olan ve iki kişi tarafından kullanılan büyük testere ya da bağ budamaya
yarayan dişli bıçağa denir.
boksak (< bok+sak): Döven sürerken hayvanların
dışkılarını almak için kuyruk altına bağlanan, çubuktan örme kaba denir.
boyunduruk (< bōyun+duruk): Sabana ya da kağnıya, arabaya
koşulan öküzlerin, mandaların birlikte yürümelerini sağlamak için boyunlarına
geçirilen bir tür ağaç çembere denir
boyunduruk bağı: Türkçe Sözlükte kağnılarda kolu ve
sabanlarda oku boyunduruğa bağlayan kayışa denir
dartı: Harmanda sapları indirmeye, yaymaya yarayan ucu
çatallı uzun ağaç, dirgene denir.
değirmen (<< tegirmen): Buğday, kahve, susam gibi tane
durumundaki şeyleri öğüten araç ya da aygıta denir.
dırmık (< tırmık): Kabartılmış toprağın taşını, çöpünü
ayıklamak için kullanılan seyrek dişli, tarak biçiminde araç ya da ekin
tarlasında, harman yerinde ekin ve sapları toplamakta kullanılan çatal ağızlı
araca denir.
dibek: Taştan ya da ağaçtan yapılmış, genellikle tahılın
kabuğunu ayıklamada, tahıl ve benzeri şeyleri ezmede yararlanılan büyük havana
denir.
dirgen /diğren: Harmanda sapları yaymaya yarayan demir ya da
tahtadan yapılmış ucu çatallı tarım aygıtıdır.
düven / döven (<< dögen): Harmanda ekinlerin sapı ve
tanelerini ayırmak için kullanılan, önüne koşulan hayvanlarla çekilen, alt
yüzünde keskin çakmak taşları dikine çakılı bulunan kızak biçiminde aracın
adına denir.
ellik: Ekin biçerken parmakların orak ve ekinden korunması
için sol ele geçirilen kayıştan ya da tahtadan yapılan parmaklığa denir
eyef: Boyundurukla saban okunun kılıç aracılığıyla birbirine
tutturulmasına yarayan ağaç halkaya denir.
ganlı (<< kanglı): Büyük baş hayvan koşulan iki
tekerlekli arabaya denir.
hamut/hamit: Araba koşumunda atların boyunlarına geçirilen
ağaç veya üstüne meşin geçirilmiş çembere denir
holus / holuz: Buğday, arpa, nohut temizlemek için
kullanılan büyük, iri delikli / gözlü kalbura denir.
iteği: Değirmende dönen taşın üzerine bindirilen ağaç parçasına
denir.
nodul: Hayvanın yürüyüşünü hızlandırmak için üvendirenin
ucuna çakılmış sivri demire denir.
sıyırgı / sırgı / sıyırğı: Harman yerinde harmanlanmış ekin,
saman ve kalan artıkları toplayan üçgen ya da dörtgen biçiminde bir ağız ile
uzun saptan oluşan tahta araca denir.
soku (< soq- + -qu): Taş dibeğe denir. DLT’de soqu
“havan” anlamında geçer.
sürge (< sür- + -ge): Sürülmüş tarlanın keseklerini
kırmaya, düzeltmeye yarayan ağaca araç < sü-r + -ge denir.
tara: Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan, eğri bir
çeşit bıçağa denir.
üvendire: Zanaat terimleri sözlüğünde öğrendire şeklinde
geçen kelime çifte koşulan öküzleri yürütmek için kullanılan, ucuna nodul
çakılmış uzun değneğe denir.
yaba: (< Proto-Türk *jāpa (k) Dövülerek savrulmaya
hazırlanan ekin yığını yani tınazı savurmak için kullanılan çatal biçimindeki
küreğe denir
yabaltı: Yabanın büyüğüne denir.
…
Bildiri metni
The 4th International Language, Culture and Literature
Symposium, Antalya, Türkiye, 17 - 18 Mayıs 2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder