Demirci Türk'ün Hikayesi
Kürşat Yıldırım
Güney Sibirya’da MÖ 3 binlerden sonra bakır; MÖ 2 binlerden
sonra ise altın işlenmeye başlanmıştır. Altaylar bir altın işleme merkezi
hâline gelir.
Türklerin geniş sahalara hükmedebilmeleri atın sağladığı
üstünlük yanında, silah olarak demir alet ve araçların geniş ölçüde kullanılmış
olmasıyla açıklanabilir.
…demircilik gelişip ruh kazanarak mitolojik döneme ve
destanlara ruhunu verir.
(Ergenekon) Türkler demircilikle ilgili bu hatırayı kutlamak
üzere bir parça demiri ateşte kızdırır, örs üzerine koyup handan başlamak üzere
sırayla döverlerdi.
Türklerin Batı’dan, Avrupa kıtasındaki kültürlerden önce
demiri işlemeye başladıkları ise genel olarak bilinmektedir.
Türklerin yayıldıkları coğrafyalarda demir işlendiğini
gösteren demir ocakları vardır.
Kaşgârlı Mahmud, demir üzerine ant içen, andı bozandan
demirin öç alacağına inanan Türk boylarından bahsetmektedir.
557-581 yıllarında Çin’e hükmeden Kuzey Zhou devletinin
resmî tarihi olan Zhou Kitabı'ndaki “Türk” bahsinde şöyle denilmektedir: “Jin
dağlarının (Altay Dağları) güneyinde yaşarlar, Ruruların (Juan-juanların)
demircileridirler. Jin dağının şekli miğfere benzer, onların geleneğinde
miğfer, Tujue (Türk) demektir, bu yüzden onlara Türk denilmiştir.”
Cahiz (ö. 869): “...Türklerin bu konuda (harp) iyice ileri
gittiklerini, bu mevzuların bütün teferruatını öğrendiklerini, bu hususlarda en
üstün dereceye çıktıklarını gösteren hususlardan biri şudur: Bir adam bir
kılıcı kuşanıncaya ve kullanıncaya kadar bu kılıç birçok ellerden ve çeşitli
sanatkârlardan geçer. Onlardan hiçbiri diğerinin işini yapamaz, beceremez. Bu
hususta bir iddiada bulunamaz ve onu yapmaya kalkışamaz. Zira kılıcın demirini
eritip akıtan, tasfiye eden, düzgün hâle getiren, onu uzatıp dövenden başkadır.
Onun demirini uzatıp döven, kılıç şekline sokan, doğru ve düzgün hâle
getirenden başkadır. Doğru ve düzgün hâle getiren, su veren, bileyen başkadır.
Bileyen, kabzasının kabını ve bu kabı demirine takandan başkadır. Kabza kısmını
çivileyen, kabzanın kına değdiği yerdeki çıkıntıları ve kının ucundaki demirden
kısmı yapan kının ağaçlarını yontandan başkadır. Derisini debbağlayan,
tezyinatını yapandan başkadır. Tezyinatını yapan ve ucundaki demiri yerleştiren
hamailini (kılıç bağı) dikenden başkadır. Eğerin, okun, okdanlığın, mızrağın,
yaralayıcı ve kalkan olarak kullanılan bütün silahların durumu da aynı
şekildedir. Türk bunların hepsini başından sonuna kadar bizzat kendisi yapar.
Hiç kimseden yardım istemez.”
…
Yıldırım, Kürşat (2022), Demirci Türk'ün Hikayesi, Alet
İşler, s. 128-135, Kanca El Aletleri A.Ş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder