Padişaha Armut Veren Köylü – TFA, cilt14
Kazancıyla günübirlik
yaşayabilen oduncuya konuk olmuş padişah. Oduncu işte karısı evde, elinde bir
şey yok, ikram olsun diye bahçedeki hacıhamza armudundan bir-iki tane
sunabilmiş padişaha. Armudu seven padişah demiş, oduncu dönünce eve beni
bulsun, onunla kardeşlik olmak isterim.
Akşam olup da oduncu dönünce
eve karısı anlatmış, demiş böyle böyle; var git İstanbul’a, en yüksek konağı
bul ve gör oradaki kardeşliğini. Oduncu düşmüş yola. Yolda jandarmaların önünde
tutsak giden mahkumları görür, onlardan sanmasınlar beni diye düşünüp
adımlarını hızlandırmış, kaçtığını sanan jandarmalar bunu da mahkumlardan sanıp
yakalayıp atmışlar mahpushaneye.
Padişah ifadelerini alırken
mahkumların sıra gelir oduncuya. Oduncu huzura çıkınca anlatır başından
geçenleri. Padişah lalasına, bunu götür hazine odasına alsın ne isterse demiş.
Oduncu gider hazine odasına. Görür duvarda asılı Kelam-ı kadim’i, evvela onu
ister. Bir parça sicim görür ve onu da ister. Son olarak bir de balta alır.
Lala para almasını söylese de başka bir şey almadan çıkar hazine odasından.
Padişah çağırıp huzura sormuş
oduncuya neden para değil de bunları aldın diye. Tek tek anlatmış oduncu:
Sicimle karısını asacakmış hacıhamza armuduna. Baltayla da armudu kesecekmiş.
Kelam-ı kadim’i de yemin için kullanacakmış: ismi murat olanla bir daha
konuşmamak üzere.
Padişahın ismi de murat idi
ya.
…
Sakaoğlu, Saim (1972), “Padişaha Armut Veren Köylü Masalı”,
Türk Folklor Araştırmaları Dergisi, Yıl: 23, Cilt: 14, s. 273
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder