Cirit DİA
Adını oynandığı alet olan ve çevgen de denilen temrensiz
mızraktan alır; kelimenin aslı Arapça cerîddir (kabuğu soyulmuş hurma ağacı).
Atlı cirit oyunu
Her atlının elinde normal bir mızrak kalınlığında ve
yaklaşık 1,5 m. uzunluğunda meşe dalından bir sopa bulunur
Attığı ciritle hasım oyuncuyu vuran başarılı kabul edilir ve
sayı alır, atı vuran ise başarısız sayılır ve puan kaybeder. En yüksek puanı
kendisine atılan ciridi havada kapan oyuncu kazanır; rakibine çok yaklaşıp
ciridini atmadan atar gibi yaparak ona “aman tanıyan” oyuncu da yine yüksek
puan alır.
Geleneklere göre cirit isabetiyle bir oyuncunun ağır yara
alması veya ölmesi oyunu durdurmaz ve şikâyetçi olmayı gerektirmez; tam tersi
bu ölüm o oyuncunun ailesine, özellikle babasına şeref kazandırır.
Orhan Gazi’nin civardaki bir alanı at yarışları ve cirit
oyunları için vakfettiği bilinmektedir. Yıldırım Bayezid ve Çelebi Mehmed
zamanlarında ciride olan ilgi daha da artmış, sarayda cündîlik (binicilik)
derslerinin verilmeye başlaması üzerine de bu oyun teşkilâtlı bir spor dalı
haline gelmiştir.
…cirit, yeniçerilerin başlıca oyun ve tâlimi olması
sebebiyle Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra eski önemini kaybetmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder