Alet İşler Dil Söyler
Adem Terzi
…aletlerin gelişim çizgisini izlemek bir anlamda insanlığın
geçirdiği aşamaları görmek anlamına da gelir.
Balta: Eski Uygur metinlerinden bu yana Türkçede baldu,
baltu, balta biçimlerinde görülmektedir.
küpürü (balta), aykuş (nacak), ayak baltası (kereste yontmak
için kullanılan balta), düğdüğülü balta (keskin olmayan tarafı yuvarlak balta),
manar/piris/sivrinacak (küçük balta), kopli (ucu girintili çıkıntılı nacak).
Daha çok dal kesmek için kullanılan, kıvrık uçlu kesme aracı ise yine ağızlarda
gürebi, grebi biçimlerinde adlandırılmaktadır. Aynı aletin diken, ot vs. kesmek
için kullanılan uzun saplı biçimi de bulunmaktadır.
Balyoz: "çok büyük ve ağır çekiç, demirci çekici"
Bel: Farsça kökenindeki bil biçimi ve "kürek"
anlamı korunmuşken kelime bugün / tarım aracı anlamıyla kullanılmaktadır.
Bıçak: Dîvânu Lugâti't-Türk’te biçek biçiminde geçmektedir.
Dîvân’da egdü (ucu kıvrık bıçak), kezlik (küçük bıçak) gibi
türlerinden de söz edilmektedir.
Biz: Kimi sert ürünleri dikerken iğne deliği açmaya yarayan
bu sivri uçlu metal araç
Burgu: spiral bir ucun dönüş hareketinden güç alarak tahta
vb. delmek için kullanılan aleti tanımlamaktadır.
Çapa: Toprağı kazmak için kullanılan metal veya ahşap saplı
bu aracın toprak topaklarını dağıtmak için kullanılan, ucu küt biçimine ise kör
çapa adı verilmektedir.
Çekiç: …çeküş, çekük biçimleri ile Eski Türkçeden bu yana
kullanılmaktadır.
… kakkak ve vergel kelimeleri ise “çekiç” anlamında
kullanılmaktadır.
Dîvân’da ayrıca basu (demir çekiç) ve bazgan (demirci
çekici) gibi çekiç türlerine de değinilmektedir.
Ağızlarda ise yamaç çekici (ağırlığı 4 kg. kadar olan
çekiç), yan çekici (perçin yapmakta kullanılan küçük çekiç), dişek (değirmen
taşında diş açmak için kullanılan iki ağızlı çekiç), karşı çekici (bıçak dövmek
için kullanılan büyük çekiç), burç (büyük demirci çekici) gibi türleri
adlandırılmıştır.
Çengel: Dıvânu Lugâti't-Türk'te sudan buz çekmek için
kullanılan bir tür çengel için ırgag adlandırması bulunmaktadır. “Tırnak”,
özellikle “vahşi hayvan tırnağı” anlamındaki Farsça çangâl kökenine
dayanmaktadır.
Çengel kelimesi ağızlarda kendi anlamının dışında “kambur”,
“olta”, “yemek çatalı”, “maşa”, “pulluğun ucundaki eğri demir” gibi anlamlara
gelmek üzere de kullanılmaktadır.
Çıkrık: Dıvânu Lugâti't-Türk'te çıgrı biçiminde,
"değirmen çarkı, ağırşak ve bunlara benzer bütün çarklar" anlamıyla
geçmektedir.
…kuyudan su çekmesi ilkesine dayalı düzenek, ağızlarda
tapıncak ve tapındırık biçimlerinde adlandırılmaktadır.
Tapıncak biçimi ise ağızlarda “ip eğirme çıkrığının elle
çevrilen kolu” anlamı da kazanmıştır ki buna cehre ve elçek de denmektedir.
Özellikle ağır yükleri çekmek için manivela ile döndürülen
ve döndürüldükçe çekilecek şeyin bağlı bulunduğu urganı kendi üzerine saran
çıkrıklara ise bocurgat, bocurgatların kıyıya kayık çekmek için
kullanılanlarına ise ırgat adı verilmektedir.
Dirgen: Yunanca "iki (di)" ve "boynuz
(kranon)" anlamlarındaki kelimelerden türemiştir.
Ağızlarda çatal sayısına göre farklı adlandırmaları da
bulunmaktadır; anadut (üç çatallı), senek (dört çatallı), lintir(beş ya da altı
çatallı)
Ege: "Maden, tahta vb.nin pürüzlerini düzeltmek için
kullanılan, üzeri pürtüklü, sert, ensiz, çelik araç"
…farklı biçimleri, Türkçede farklı adlar alabilmektedir:
piyata (yası eğe), farekuyruğu (çilingirlikte kullanılan ince ve yuvarlak eğe);
limaki (daha çok kunduracıların kullandığı bıçak eğesi).
Gönye
Hızar: “Kesmek” anlamındaki Ermenice hiz köküne
dayanmaktadır.
Ispatula: Latince “kürek” anlamındaki spata kökünden Batı
dillerine, oradan da Türkçeye girmiştir.
Yunanca "kazımak, kaşımak, yontmak" temel
anlamlarındaki kelimeden türeyen sistire biçimi de bugün kimi yüzeylerdeki ufak
pürüzleri gidermek için kullanılan ince çelik aleti tanımlamak için kullanılmaktadır.
İğ: "Pamuk, yün vb. malzemelerden iplik eğirmekte
kullanılan, ortası şişkin, iki ucu sivri ve çengelli, ağaçtan alet" için
kullanılmaktadır. Alet adı olarak Divânu Lugati't-Türk'te ig, yig, yik
biçimlerinde geçmektedir.
Değirmen taşının ortasındaki demir eksene de iğ denmektedir
ki “yelen değirmen ya iğini kırar ya çarkını” atasözünde bu anlamıyla
geçmektedir
Iskarpela: Latince “yontmak” anlamındaki scalpere/sculpere
kökünden Batı dillerine, oradan da Türkçeye geçmiştir. Türkçede iğdemir olarak
da bilinmektedir.
Kanca: İtalyanca (gancio) kökenli bu kelime, / çengelli
aletleri adlandırmak için kullanılmaktadır.
Dîvânu Lugâti’t-Türk’te ise “su içinden buz çekmek için
kullanılan ucu kancalı araç” anlamında ırgag kelimesi geçmektedir. Aynı kelime
için yine Dîvân’da “balık oltası” karşılığı da verilmektedir. Geleneksel kuşak
güreşlerinde ise ırgak kelimesi rakibe ayakla atılan çelme tekniği için
kullanılmaktadır ki bu tekniğe verilen Maraş çangal adlandırması, kelimenin
kökeniyle ilgili ipucu da barındırmaktadır.
Kazma: Dîvânu Lugâti’t- Türk’te “kazma” anlamında eskü
ifadesi de geçmektedir ki karşılık olarak Arapça minsef kelimesi verilmektedir.
Kerpeten: “iki köpek dişi” anlamındaki Arapça
kelbeteyn/kelbetân köküne dayanmaktadır.
Keser: Türkçe kes- eylem kökünden türemiş bir ad olarak
keskin ucuyla yontmak, küt tarafıyla çivi çakmak için kullanılan, kısa saplı
aleti tanımlamaktadır.
Kürek: “Eşmek, kazımak” anlamındaki Türkçe kür/- eylem
kökünden türeyen kelime, Dîvânu Lugâti’t-Türk’te kürgek biçiminde geçmektedir.
Makas: Arapça mikass kelimesinden Türkçeye geçmiştir. Dîvânu
Lugâti't-Türk’te ise “makas” anlamı içeren farklı Türk lehçelerine ait birçok
karşılık verilmektedir: bıçguç (makas), kıftu (makas), koş biçek (makas), sındu
(makas), çevşen (koyun kırkma makası).
Maşa: Farsçadan (mâşe) Türkçeye giren bu adlandırma yerine
özellikle ağızlarda başka ifadeler de kullanılmaktadır
Matkap: Kamus-ı Turkî’de şöyle geçmektedir: “miskab: Arapça
“sekab”dan ism-i alet. Türkçe zebanzedi: matkap: Tahta ve maden vesaireye delik
açmaya mahsus yay ki, ucuna istenilen büyüklükte burgu takılır”.
Murç: Ermenicede “çekiç” anlamına gelen kelime,
Orak: Dîvânu Lugâti’t-Türk’te orgak biçiminde geçmektedir ve
Kâşgarlı kelimenin “ot ordı (ot biçti)” ifadesinden geldiğini belirtir.
Pergel: Farsçadan Türkçeye geçmiş bir kelime…
Rende: “Yontmak, kazımak” anlamındaki Farsça kökten
türemiştir.
Şekul: Arapça şakul kelimesi Türkçede yaygınsa da Atatürk’ün
Geometri kitabında önerdiği çekül biçimi de kullanılmaktadır.
Teskere: Farsça kökenli bu kelime, “sedye” anlamını
taşımakla birlikte Türkçede özellikle yapılara taş, toprak vb. taşımak amacıyla
oluşturulan iki kollu araç için de kullanılmaktadır.
Testere: “El bıçkısı” anlamındaki Farsça “dest+arre”
biçiminden Türkçeleşmiştir.
Tırmık: “Tırnak, pençe” anlamındaki “tarmak” köküne
dayanmaktadır. Tırmık kelimesi yerine ağızlarda yine Türkçe kökenli olan dergi
kelimesi de kullanılmaktadır.
Tırpan: Yunanca “biçmek” anlamındaki drepo kökünden türeyen
alet adı,
Törpü: Dîvânu Lugâti't-Türk’te törpig, törpigü biçimlerinde
geçen bu kelime, “yontmak, törpülemek” anlamındaki Türkçe törpi- kökünden
türemektedir.
…
Terzi, Adem (2022), Alet
İşler Dil Söyler, Alet İşler (s. 516-526), Kanca El Aletleri A.Ş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder