Türklerde Demir Eşyanın Sembolizmi
Türklerde demir, demirden üretilmiş alet ve objeler sadece
maddi değere sahip nesneler olarak algılanmamış, aynı zamanda onlara sembolik
anlamlar da yüklenmiştir.
Türkler, atalarından bahsederken “Altay’ın demircileri”
tabirini kullanırlar. Nitekim 16. yüzyılın sonlarında Sibirya’yı işgal eden
Ruslar da buna uygun şekilde Türk topluluklarını “Kuznetzi” (demirci) olarak
adlandırmıştır.
Yatağında olgunlaşan demir cevheriyle anne karnında gelişen
bebek arasında bir bağlantı kurulur. Cevheri yatağından çıkaran madenci,
toplumda tıpkı şaman gibi itibar görür çünkü yeraltında daha önce kimsenin
elinin değmediği alanlara girmektedir.
Demiri işleyenlere “kahraman” ya da “yalnız atlı savaşçı”
anlamına da gelen “darkan” denilmektedir.
Tuvalılar hem şaman hem demirci olanlara “tsarin” adını
vermişlerdi. Yakut Türklerine göre dokuzuncu kuşaktan bir demirci doğaüstü
güçlere sahiptir.
İnanışa göre şaman adayları manevi bir parçalanmaya uğrayıp
yeniden tamamlanmalıdır. Bu süreçte demirciler ve demir aletler önem arz eder.
Örneğin Kazaklarda şaman adayının vücudu kırk bıçakla parçalanıp kırk iğneyle delinir.
Anadolu’da sağanak yağmurun afete dönüşmemesi için evlerin
dışına demir ya da demir eşya, en çok da sacayağı bırakılır.
…birçok Türk topluluğunda güneş ve ay tutulmalarında demir
parçaların birbirine vurularak gürültü yapılması bir gelenektir.
Anadolu’da vahşi hayvanlardan diğer hayvanların korunmasına yönelik
“ağız bağlamak” adında bir uygulamada açık bir bıçak dua edilerek kapatılır.
Erken devir Türkleri gerek yas tutarken yüzlerini kesmek
gerek kurban sunmak için cenaze törenlerinde kama ve bıçak bulundururlar.
Ölümden sonra öteki dünyada hayatın devamına inanan
Türklerin mezarlarında günlük yaşamda ve savaşta kullandıkları eşya yer alır.
Kahramanın mezarına konan bıçak veya kama, ruhunu kötülükten korur.
Pek çok Türk topluluğunda ölünün ruhunun korunması için
naaşın üstüne makas, bıçak gibi bazı demir aletler konur.
Silahla ant içme, Türklerde yüzyıllar boyu varlığını
korumuştur.
Elazığ’da çocuk isteyen bir kadın, yedi ayrı evden
getirilmiş mıhların demirci tarafından dövülmesi ile oluşturulan demir bir
bilezik takar.
Doğum anında ve sonrasında alkarısının şerrinden korunmak
için anne ve bebeğin yanına demir alet bırakılır.
Bunlardan en yaygın olanı anne ve bebeğin yastıklarının
altına makas konulmasıdır. Bebeğin ilk yıkanma suyuna demir atılması, demirin
sağlamlık ve gücüne atfen yapılır.
…
Oktay Çerezci, Jale Özlem (2022), Türklerde Demir Eşyanın Sembolizmi, Alet İşler (s. 136-149), Kanca
El Aletleri A.Ş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder