Samsun
ilinin Vezirköprü ilçesindeki Geleneksel meslekler - Özet
Günümüz dünyasında kültürler arası
farklılıklar gitgide yok olmaktadır.
İnsanlar (…) bulundukları iş ortamında
istikrarın ve huzurun sağlanması adına belli kurallar belirlenmiştir. Bu kurallar
da iş ahlâkını meydana getirir (s. 3).
…iş yerindeki ahlâki değerlerimizi,
geleneksel ahlâk anlayışımızı devraldığımız öğeleri dikkate almak, öte yandan
da dünyadaki her boyutlu değişimle bunu harmanlamak zorundayız.
Türk kültüründe iktisat-ahlâk ilişkisini
uygulayan modellerden biri Ahiliktir (s. 5).
Ülgener, hayatta iktisadî değerlendirmelerin
üstünde olan bir anlayışın toplumun her katmanında baskın olduğunu belirtir. Üst
katmandaki ağalık ve efendilik bilinci mal ve servete düşkünlüğün gerçek amaç,
kâr ve rant değil, itibar sahibi olmak, saltanat sürmek, unvan ve asalet satmaktır.
…ahiler, iktisadî niteliklerinden çok, dinî,
toplumsal ve siyasal değerler çevresindeki bütünleşmeleriyle tanınmış (s. 6).
Ortaçağ esnafının ve lonca anlayışının sanat
anlayışında önemli olan nicelik değil, niteliktir. Bir ürünün sayıca fazlalığından
çok kaliteli ve sunuma lâyık olması en önemli amaçtır. Sanat, sabır gerektiren
bir olgunlaşma sürecidir (s. 7-8).
Sabri Ülgener’e göre “zanaat, ortaçağ
esnafınca, bu kapalı zümrelere ait bir "sır"dır. …nesilden nesle yine
bir sır olarak devamlı, ihtimamlı bir bakımla nakledilir.
…çalışma-bilgi-ahlâk üçgeni üzerine kurulan
Ahilik, (…) sanat ve meslek yönüyle toplumun ekonomik yapısını hazırlarken,
ahlakî yönüyle de devlet yapısının temel niteliklerini belirlemiştir (s. 10).
Ahi Teşkilâtında standartlara uymayarak,
düşük kaliteli mal ve hizmet üreten esnafa çeşitli ceza; iyi performans
gösterenlere ise ödül verilmiştir (s. 12).
…şehirli toplum yapısıyla birlikte hemen her
yerde olduğu gibi Vezirköprü’de de geleneksel pek çok sanatı ve zanaatı ortadan
kaldırmıştır. Otomobilin çıkması ile birlikte semercilik; çelik tencere ve
teflon tavalarla birlikte bakırcılık ve dolayısıyla kalaycılık; tekstil
fabrikalarının kurulmasıyla birlikte dokumacılık, yemenicilik ilk akla gelip de
günümüzde sayılı ustalarının kalmış olduğu zanaat dallarıdır.
Bakırcılık
Çok fazla emek isteyen bir zanaat kolu olan
bakırcılıkta bakıra çeşitli âletler (makas, maşa, pergel, çekiç, örs, tokmak,
zımba vb.) yardımıyla şekil verilir ve istenilen ürün elde edilir.
Vezirköprü’de bakırcılar yoğun olarak ilçenin
merkezindeki, Köprülü Mehmet Paşa’nın kayınbabası Yusuf Ağa tarafından 1660
yılında yaptırılan bedestende bulunmaktadır (s. 29).
(Bakırcılıkta) İşler 8. ayda başlar, 12. aya
kadar sürer. Ondan sonra biter.
Demircilik
Ateşten gül alan bir sanattır
Demircilik genel olarak sıcak ve soğuk
demircilik olmak üzere iki şekilde yapılır.
Demircilikte önceleri örs, çekiç, balyoz ve
kıskaç vb. âletler kullanılırken günümüzde bu araç gereçlerin yanında matkap,
kaynak makinesi vb.leri eklenmiştir (s. 34-35).
Vezirköprü’deki demirciler, Demirciler
Çarşısı’nda bulunmaktadır.
Kalfa her türlü malzemeyi yapabilecek duruma gelince
ustalığa geçebilir. Bu durum ustası tarafından ilân edilir. Tören olacağına
dair de bir kalfa esnafın tamamına haber verir. Tatil günü bütün esnaf kıra
gider. Kır gezisine cami imamı da götürülür. Yemekler yenir, eğlenceler olur ve
bu törene “erfene” denir. Usta ustalığa geçecek olan kalfasını diğer ustalara
duyurur. Bütün ustalar daire biçiminde oturur. Kalfa, ustasının ve imamın elini
öper. İmam uzun bir dua okur. Sonrasında kalfaya “bütün meşin” giydirilir. Usta
olan kalfa bütün ustaların ellerini öper ve böylece ustalığa girmiş olur. O günkü
törende yer almayan bir usta varsa, ustalığa geçen kişi, gelmeyen ustanın da
elini daha sonra mutlaka öper ve duasını alır. Yeni
usta olan kişi fakirse erfenenin masrafını kendi ustası veya bütün ustalar
birlikte öder. Yeni usta fakirse bütün ustaların birleşmeleriyle yeni bir
dükkân açılır. Ustası zengin ise, o açar ya da yanına ortak alır. Bazen yapılan
yardım, erfene sırasında para olarak yeni ustaya verilir (s. 36-37).
…artık ustalık, kalfalık törenleri bitti,
herkesin elinde ustalık belgesi var!
Demircilik mesleğinin piri Hz. Davut
A.S.’dır. Davut A.S., kızgın demiri eliyle tutar ve elini ateşe sokarmış.
Çırağı ile çalışır dururmuş. Bir öğle üzeri eve yemeğe gitmiş, yerine çırağını
bırakmış. Çırak, demirleri ustası gibi tutmak ve elini ateşe sokmak istemiş.
Ancak elleri yanmış. Bir türlü ustasının tembih ettiği işleri yapamamış. O
arada dükkâna bir köpek girmiş. Ön ayaklarını çapraz yaparak yere oturmuş. İki
bacağı arasında bir parça ekmek varmış. Çırak bu durumu görünce aklına
birdenbire sıcak demire el sürmeden tutabilecek bir âlet yapmak gelmiş. İki düz
demiri ortalarından delmiş ve perçinlemiş. İki demiri uçlarından sıkarak diğer
iki ucun arasına sıcak demiri sıkıştırmış. Böylece demircilikte ilk kıskacı bu
çırak yapmış. Meğer bu köpek kılığına girmiş Hızır
A.S. imiş ve Davut A.S.’ın sırrının çözülmesi
için bu çırağa iyilik etmeye gelmiş. Kıskaç yapıldıktan sonra da köpek, yani Hızır
A.S. kaybolmuş gitmiş. Davut A.S. her şeyden habersiz işinin başına dönmüş.
Yine eli ile sıcak demiri tutmak istemiş. Fakata eli yanmış. Anlamış ki sırrı
çözülmüş (s. 38).
Kalaycılık
…bakırcılığın geçmişteki ve günümüzdeki
durumu kalaycılığı da direkt olarak etkiler.
…bakırın zehirlenmeye yol açmaması için yılda
en az bir kez kalaylanması gerekir.
Semavercilik
Türk edebiyatında adına hikâyeler, şiirler
yazılan, evlerin köşesinde kaynayarak insanlara moral olan semaver etnografik
ürünler içinde en güzel örneklerden biridir.
Ana Britannica ansiklopedisine göre semaverin
Rus Çarlığı'nın çayla tanışmasının ardından 18. yüzyılda Urallarda icat
edildiği, Tula bölgesinde geliştirildiği ve ilk semaver fabrikasının 1778
yılında Tula'da kurulduğu belirtilmektedir (s. 42).
Semaverin en az yüz elli yıldır Vezirköprü
merkez ve köylerinde kullanıldığı bilinmektedir. Tatarlar Havza ve çevresinde
semaver kültürünün tanınmasına ve yaygınlaşmasına vesile olmuşlardır (s. 43).
Kalaylı tenekeden imal edilen bir semaver
suyla çabuk tepkimeye girip oksitlenmesi nedeniyle hem sağlıklı değildir hem de
iki ay gibi kısa bir sürede çürümektedir. Galvanizli saçtan yapılan semaver de fazla
dayanmaz. Fakat pirinç, krom-nikel ve bakırdan üretilen semaverler hem estetik
açıdan daha güzel, sağlık açısından daha sağlıklı hem de dayanıklılık
bakımından daha sağlamdır.
En basitleri tenekeden olanlardır. Çok da
dayanmaz. Galvanizli olanlar biraz daha iyidir. Ama o da uzunca gitmez. En
iyileri bakırdan olanlar. İstediğin kadar kullan (s. 44).
Yassı semaver Vezirköprü’ye has olan semaver çeşididir.
Vezirköprü’deki semaverciler 100 bin Euro’luk
projeyi hayata geçirmişlerdir. Bedesten Çarşısı’nda 15 metrekarelik
atölyelerinde semaver üreten imalatçılar, semaverleri daha kaliteli ve
pazarlanabilir hale getirmek amacıyla 3 yıl önce ‘Yerel Kalkınma Girişimi’
isimli bir proje hazırladı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı aracılığı ile Avrupa
Birliği (AB) Genel Sekreterliği’ne gönderdikleri projenin 2007 yılında AB’nin
onaylaması üzerine 90 bin Euro tutarında hibe alan semaver ustaları, kalan 10
bin Euro’yu Vezirköprü Semaverciler Kooperatifi’nden sağlayarak ortak kullanım
atölyesi kurmuştur (s. 47).
Gelişen teknoloji, endüstrileşme ve
küreselleşme süreci mesleklerin ekonomi içindeki pazar paylarını azaltmıştır.
Bu durum, genç nüfusun başka iş kollarına yönelmelerine sebep olmakla birlikte
zanaatçıların yeni çıraklar yetiştirememeleri neticesini doğurmuştur. Günümüzde
sayıları gitgide azalan ustaların yerine yenilerinin gelmeyişi de bu iş
kollarının tamamen yok olması demektir (s. 49).
---
Tezgel, Aycan Özentürk. (2008), Samsun İlinin Vezirköprü İlçesindeki
Geleneksel Meslekler, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder