6 Şubat 2018 Salı

Berlin Antlaşması’ndan Sonra Samsun ve Çevresinde Ermeni Olayları


Pelin İskender - Berlin Antlaşması’ndan Sonra Samsun ve Çevresinde Ermeni Olayları

Ermeniler tarih boyunca Pers, Roma, Arap, Bizans ve Rus hakimiyeti altında yaşamışlardır. Türklerin batıya doğru ilerlemesiyle birlikte, Selçuklular, Safevîler ve Osmanlıların egemenliği altına girmişlerdir. Dağınık halde Kafkasya, İran ve Anadolu’da yaşayan Ermeniler, daha ziyade ticaret ve zanaatla meşgul olmuşlardır. Osmanlı Devleti’nin Hıristiyan tebaasından olan Ermeniler, Ortodoks ve Katolik mezheplerinden ayrı Gregoryen mezhebine bağlı bağımsız bir kiliseye ve dini düşünceye sahiptirler.

1913-1915’te gerçekleştirilen ilk sanayi “sayım”ında sanayi kuruluşlarına yatırılmış sermayenin %50’si Rumların, %20’si Ermenilerin, %5’i Yahudilerin geri kalanı yabancılar (%10) ve Türklerin (%15) elindeydi.

Osmanlı Devleti’nde kendi dillerini unutan ve Türkçe konuşan Ermeniler, Avrupa kamuoyunda, “Hıristiyan Türkler” olarak tanınıyorlardı (s. 99).

Coğrafî yer ismi olarak Ermenistan, tarihin en eski devirlerinden beri belirli bir bölgenin ismi olmuştur. Ancak Ermeni denilen topluluk bu bölgeye ismini vermemiş, bu bölgeden ismini almıştır.

1895 / Vambery’in “etnik ve coğrafî açıdan bir Ermenistan yoktur” yargısı…
…tarih boyunca ne bağımsız bir Ermenistan ne de müttehid bir Ermeni milletinin varlığından bahsetmek tarihi bir hakikat olarak mümkün görülmemektedir (s. 100).

XVIII. yüzyıldan itibaren (…) Gregoryen olmakla birlikte, bu yüzyıldan sonra Katolik ve Protestanlığı kabul eden Ermeniler de oldukça fazlaydı.
XIX. yüzyılda (…) Ermeni Protestan kilisesi doğu vilayetlerinde ayrı bir örgüt ve millet grubu oldu.

Çarşamba ve Terme’de faaliyetlerde bulunan bir papazın daha sonra Ermeni eşkıya çetelerine katıldığı görülmüştür (s. 101).

Rusya ve İngiltere’nin menfaatleri, Doğu Anadolu bölgesinde çakışınca bir “Ermeni Sorunu”ndan söz edilmeye başlandı.

1860
Bu tarihte sosyal amaçla kurulmaya başlayan dernekler, sonradan kurulan ve dış kışkırtma ve yardımlarla Türk Ermenilerini devlete karşı ayaklandıran
komitelerin ilk belirtileri ve çekirdekleri olmuştur.

Ermeni Meselesi, Osmanlı-Rus Harbinden sonra imzalanan Ayastafanos (Yeşilköy) Antlaşmasının 16. ve Berlin Antlaşmasının 61. maddeleriyle ortaya çıkarılmıştır (s. 103).

…derneklerin çalışmaları sonucunda, 1890 yılından itibaren yurdun çeşitli yerlerinde isyan hareketleri meydana gelmeye başlamıştır.

(1309) Trabzon sancağı dahilinde 22.681 Ermeni mevcuttur ve bunun 6.000’i Trabzon şehrinde oturmaktadır. Canik sancağında 18.174 Ermeni ve Gümüşhane sancağında 1.494 Ermeni olmak üzere toplam Ermeni nüfusu 42.349’dur.
1319 tarihli Trabzon Vilâyeti Salnamesine göre ise Trabzon sancağında 28.499 Ermeni mevcuttu. Canik sancağında toplam 22.002 Ermeni’den 1.215’i Samsun Kazasında idi. Gümüşhane sancağında ise 1.712 Ermeni vardı.

Savaş süresince, Ermeni ayaklanmaları artarak devam etmiş, işgalci kuvvetlerle birlikte hareket ederek, Türk halkına katliamlarda bulunmuşlardır. Özellikle 15 Nisan 1915 Van isyanı, Osmanlı hükümeti tarafından 27 Mayıs 1915 tarihli sevkıyâtla ilgili geçici kanunun çıkarılmasının en önemli nedenlerinden biri olmuştur (s. 104).

---
İskender, Pelin. (2006), “Berlin Antlaşması’ndan Sonra Samsun ve Çevresinde Ermeni Olayları,” Geçmişten Geleceğe Samsun, Ed. Cevdet Yılmaz, Cilt: 1, (s. 99-114), Samsun


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder