Yaşar
Baytal - Samsun’da Milli Bayram Kutlamaları (1930-1950)
Meşrutiyetken Cumhuriyete uzanan milli bayram
algısı ve kutlama kültürünün oluşması 1909 yılına dayandırılır. 1909 yılında
kabul edilen 23 Temmuz Hürriyet Bayramı, bir yandan II. Meşrutiyetin ilan
edildiği tarihi ifade etmekte öte yandan uluslaşmanın ivme kazandığı bir süreci
ifade etmekteydi.
10 Temmuz 1324 (23 Temmuz 1908) tarihinde
Meşrutiyet’in ilân edilmesinde etken olanlar, bugünün millî bayram olarak kabul
edilmesini de sağladılar. Böylece 10 Temmuz, Osmanlı Devleti’nin ilk resmî
millî bayramı olarak 1909 tarihinden itibaren kutlanmaya başlandı.
Cumhuriyeti kuran kadrolar, 23 Nisan 1920’de
TBMM’yi kurumsallaştırmanın bir gereği olarak bu günü coşkuyla kutlamanın
ortamını hazırladılar. Atatürk dönemi boyunca
Çocuk Bayramı olarak kutlanacak olan Hâkimiyet-i Milliye Bayramı, genç
Türkiye’nin ilk milli bayramı oldu. Böylece yeni inkılâpların taşıyıcı gücü olarak
görülen çocuk ve gençler sayesinde modem Türkiye’nin temelleri atılacağı gibi
yapılan inkılâpların kurumsallaşması sağlanmış olacaktı.
Cumhuriyet yönetimi, 23 Nisan törenlerini,
sosyal refah devlet anlayışının bir gereği olarak siyasi bir yapının öznesinden
çok sosyal yapının bir öznesi olarak görmüşlerdir. Bunun sonucunda 23 Nisan Çocuk
Bayramı kutlamalarının kurumsal öznesi siyasi iradenin denetimindeki hayır
kurumu Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) olarak gösterilmiş ve
halkın geleneksel yardımlaşma duygusu bu gibi kurumlara kaydırılmıştır (s. 449).
…Başkomutanlık Meydan Muharebesinin yıl
dönümleri, Cumhuriyet Türkiye’sinde Zafer ve Tayyare Bayramı olarak
kutlanmaktaydı. Kutlamalarda hava gücünün bir devlet için ne kadar önemli
olduğu vurgusu yapılarak halktan önemli miktarlarda bağışlar toplanıyordu.
Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında diğer milli
bayramlardan farklı olarak, Türk İnkılâbının envanteri çıkarılarak siyasal bir
değerlendirme yapılırdı. Böylece İnkılâpların halka ulaşıp ulaşmadığına dair
bir değerlendirme yapılmış olurdu.
1929 Bunalımı
“militarizm”, “milliyetçilik” gibi akımlar
yeniden gün yüzüne çıktığı bir dönemde Türk gençliğinin nasıl terbiye ve
talimle eğitileceği önemli sorundu.
Türk Devrimi teşkilatlı bir Türk gençliği
tarafından korunacağı ve yaşatılacağı düşünülmekteydi.
19 Mayıs gününün, Samsun halkı için ayrı bir yere
ve önemi vardır. Atatürk’ün Milli Mücadeleyi burada başlatmasının anısına
Samsun halkı “Gazi Günü” adıyla 19 Mayıs gününü 1926 yılından itibaren mahalli
bir gün olarak çeşitli etkinliklerle kutlamaya başlamışlardır (s. 450).
19 Mayıs’ın bayram olarak kutlanması için
Güneş Kulübünün yaptığı teklif, Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı Merkezince
karar altına alınarak 1935 yılında tüm yurtta bu günün anısına kutlamalar yapılmaya
başlanmıştır.
19 Mayısın resmi bayram olarak kutlanması, (…)
20 Haziran 1938 tarihinden sonra gerçekleşmiştir.
Milli bayramlar, aynı zamanda liderlik ve
cemiyet olgusunun en iyi işlendiği mekânlar haline gelmesini de sağlamıştır.
1938 yılında 19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı
hakkında bir yönetmelik yayınlanarak kutlamaların esas ve usulleri yeniden
belirlenmiştir.
Törenin köy ve şehirlerde nasıl kutlanacağına
dair bilgilere detaylı olarak yer verilmiş; önceden çizilmiş krokiye göre protokol,
sporcu ve halkın duracakları yerler, ayrı ayrı gösterilmiştir.
19 Mayıs kutlamalarında önemli yeri olan
Samsun-Ankara arasında yapılan bayrak koşusu, Türk halkının işgalden
bağımsızlık sürecine giden yolu simgelemekteydi…
İzmir’in işgalini simgeleyen 15 Mayıs günü
Samsun’dan başlayan bayrak koşusu Amasya, Çorum, Çankırı güzergâhını takip
ederek Ankara 19 Mayıs stadyumunda son bulmaktaydı.
19 Mayıs günü Türk Kurtuluş savaşının
başlangıcı olmasının yanında aynı zamanda Türk İnkılâbının da başlangıç günüydü
ve bu günün önemine binaen somut adımlar atılmalıydı. Bundan dolayıdır ki bütün
yurtta olduğu gibi Samsun’da toplu açılışların çoğu Cumhuriyet Bayramı veya 19
Mayıs gününe denk getirilmesi, artık bir gelenek haline gelmişti (s. 454).
1929 Dünya Ekonomik Buhranının etkisiyle
milli ekonominin canlandırılması için bazı vilayetlerde düzenlenen yerli
malları sergisi ile beraber kutlanmaya başlanmıştır.
Cumhuriyet Bayramı, 1923 yılında Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin çıkardığı kararname sonrasında özel merasimler ve yüz
bir pare top atışı ile kutlanmaya başlamıştır. 1925 yılından itibaren ise resmi
bayram statüsüne kavuşan Cumhuriyet Bayramı, ülke içinde ve dış
temsilciliklerde kutlanır hale gelmiştir (s. 455).
Cumhuriyet Bayramının yıldönümü hazırlıkları
çerçevesinde çıkarılan önemli kararnamelerden birisi de madalya bastırılmasıyla
ilgiliydi. Cumhuriyetin onuncu yıldönümü münasebetiyle bastırılan bu madalyalar
sayesinde, 1933 yılının anlamını uzun süre korunmuş olacaktır.
Cumhuriyet Bayramı için yapılan önemli
hazırlıklardan bir diğeri de halk hatiplerinin seçimi ve yetiştirilmesi ile
ilgiliydi.
Hatiplerin seçiminde tahsil seviyesinin
yüksek olmasından çok halkın sevgi ve saygını kazanmış; görüş, mantık ve telkin
kabiliyeti kuvvetli olan şahıslar olmasına dikkat edilmekteydi.
Samsunda 1934 yılı Cumhuriyet Bayramı
kapsamında il ve ilçeden toplam 59 hatip belirlenmiştir.
Milli Bayramlarda Cumhuriyet ideolojisinin önemli
argümanları olarak gelişen konferanslar, 1933 yılından sonra gittikçe hükümetin
veya CHF icraatlarını halka anlatmanın bir argümanı olarak değişmiştir.
1933 yılında Cumhuriyetin onuncu yılı
münasebetiyle Samsun ve ilçelerindeki 21 kürsüde toplam 97 nutuk verilmiştir.
Tüm yurtta olduğu gibi Milli Mücadele’nin
adının yazıldığı Samsun’da da toplu açılış ve temel atma törenleri Cumhuriyet
Bayramına denk getirilmesi kutlamalara ayrı bir coşku katıyordu.
Egemenliğin padişahtan alıp halka verilmesini
kutlamak anlamını taşıyan Hâkimiyet-i Milliye Bayramı ya da Milli Hâkimiyet Bayramı,
TBMM’nin milli iradedeki yerini ve gücünü simgeliyordu. Meclisin kurumsallaşması
amacıyla icat edilen bu bayram, 27 Mayıs 1935 tarihinde çıkartılan kanunla Ulusal
Egemenlik Bayramı şeklinde Türkçeleştirilmiştir (s. 460).
Başkumandan Muharebesi’nin yıl dönümleri,
Cumhuriyet döneminde Zafer ve Tayyare Bayramı olarak kutlanmaktaydı.
Zafer ve Tayyare Bayramından amaç ise;
muhtemel bir hava saldırısına karşı olunması için gerekli ortamın yaratılması
ve dünyada gittikçe gelişen havacılığın Türkiye’de gelişmesini sağlamak ve hava
sahası güvenli için lazım olan maddi sorumluluğun paylaştırılmasıydı.
---
Baytal, Yaşar. (2015), “Samsun’da Milli Bayram Kutlamaları (1930-1950),” Geçmişten Günümüze Samsun / Canik ve
Değerleri, Ed. Osman Köse, Canik Belediyesi Kültür Yayınları, Cilt: 1, (s. 449-473),
Samsun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder